Eyyûb
Evvelki bâb

1
1
vilâyetinde bir âdam var idi • ȯnuŋ adı idi • ol âdam kâmil ve doğru ve dan korkar hem yaramazlıkdan gerỉ çekilir idi

2
ȯŋa yedi oğul üç kız doğdủlar

3
yedi biŋ koyunuŋ sürűsü var idi ve üç biŋ deve beşyüz çift öküz ve beşyüz sıpa hem i katı çok ve ol âdam cümle şark oğullarından ziyâde büyük idi

4
ve oğulları varıp herkes ȯnda kendỉ kendinde ziyâfet ve gönderip üç kızkarındaşlarını yemeḡe ve içmeḡe lardı

5
bu kez oldu ki ziyâfetiŋ devri tamâm oldukdan soŋra Eyyûb gönderip onları ėderdi ve sabâhdan kalkıp cümle onlarıŋ ʿadedince lar {zebh} ėderdi zîrâ Eyyûb der idi ki belki oğullarım günâh ėtdiler ve kalbinde hakkına küfür söylediler • da Eyyûb böyle ėderdi

6
ve bir gün oldu ki durmağa geldiler • Şeytân dahi aralarına geldi

7
ve Allah Teʿâlâ Şeytâna dėdi ki nereden gelỉrsin • Şeytân dahi Allah Teʿâlâya cevâb vėrip dėdi ki yeri dolaşmakdan ve içinde gezişmekden gelỉrim

8
ve Allah Teʿâlâ Şeytâna dėdi ki kulum Eyyûb üzerine ėtdiŋ mi ki yerde ȯncılayın kâmil ve doğru ve Allahdan korkar ve yaramazlıkdan gerỉ çekilir âdam yokdur

9
Şeytân dahi Allah Teʿâlâya cevâb vėrip dėdi ki Eyyûb Allah Teʿâlâdan müftden mi korkar

10
sen ȯŋa ve ȯnuŋ evine hem cümleye nesi varise yi çekmediŋmi • elleriniŋ işine bereket vėrdiŋ ve sürüsü yerde çoğaldı

11
ammâ gel şimdi eliŋi sal ve cümle nesi varise dokun da gör saŋa yüzüŋe küfür söylemez mi

12
bu kez Allah Teʿâlâ Şeytâna dėdi ki işte her nesi varise eliŋde olsun ancak kendỉye eliŋi salmayasın Şeytân Allah Teʿâlânıŋ huzûrundan çıkdı

13
ve bir gün oldu ki Eyyûbüŋ oğulları ve kızları ilk doğmuş karındaşınıŋ evinde yeyip şarâb içerlerdi

14
ve Eyyûba bir haberci gelip dėdi ki öküzler cift sürer iken ve sıpalar kendỉ yerlerinde otlar iken

15
âdamları akın ėdip onları aldılar ve oğlanları ile urdular ancak saŋa haber vėrmek içỉn yalıŋız ben kurtuldum

16
o dahi söyler iken bir ġayrı gelip dėdi ki Taŋrınıŋ âteşi göklerden düşdü ve sürűyű hem oğlanları yakıp onları telef eyledi ancak saŋa haber vėrmek içỉn yalıŋız ben kurtuldum

17
bu dahi söyler iken bir ġayrı gelip dėdi ki ler üç bölük kurdular da develer üzerine yürüdüler ve onları aldılar hem oğlanları tîġ-i burân ile urdular ancak saŋa haber vėrmek içỉn yalıŋız ben kurtuldum

18
o dahi söyler iken bir ġayrı gelip dėdi ki oğullarıŋ ve kızlarıŋ ilk doğmuş karındaşınıŋ evinde yeyip şarâb içer iken

19
işte ötesinden bir ʿazîm gelip ol eviŋ dört lerini urdu ki oğullar üzerine yıkıldı da öldüler ancak saŋa haber vėrmek içỉn yalıŋız ben kurtuldum

20
o zamân Eyyûb kalkıp kaftânını yırtdı ve başını kırkdı da yere düşdü hem secde eyledi

21
ve dėdi ki anamıŋ karnından çıplak çıkdım ve oraya çıplak döneceḡim • Allah vėrdi de Allah aldı • Allah Teʿâlânıŋ ismi olsun

22
bu cümle ile Eyyûb günâh ėtmedi ve Taŋrıya söz vėrmedi ¤
İkinci bâb

2
1
Ve bir gün oldu ki durmağa geldiler ve Şeytân dahi gelip Allah Teʿâlânıŋ huzûrunda durmak içỉn aralarında geldi

2
ve Allah Teʿâlâ Şeytâna dėdi ki nereden gelỉrsin • Şeytân Allaha cevâb vėrip dėdi ki yeri dolaşmakdan ve içinde gezişmekden gelỉrim

3
Allah Teʿâlâ dahi Şeytâna dėdi ki kulum Eyyûb üzerine ėtdiŋ mi ki yerde ȯncılayın kâmil ve doğru ve Allahdan korkar ve yaramazlıkdan gerỉ çekilir âdam yok ve şimdi dahi kendỉ ini tutar beni ȯnuŋ üzerine ėtdiŋ ise ki ȯnủ sebebsiz helâk ėdem

4
Şeytân dahi cevâb vėrip dėdi deri yerine deri ve bir âdamıŋ her nesi var ise kendỉ cânı içỉn vėrir

5
ammâ gel şimdi eliŋi sal da ȯnuŋ kemỉḡine hem ȯnuŋ etine dokun da bak saŋa yüzüŋe küfür söylemez mi

6
Allah Teʿâlâ Şeytâna dėdi ki işte kendỉ dahi eliŋde olsun ammâ cânını sakla

7
Şeytân dahi Allah Teʿâlânıŋ huzûrundan çıkdı ve Eyyûbü yavuz uyuzluk ile ayağı tabanından tâ sine dek urdu

8
o da kendỉye bir saksı pâresini ȯnuŋla kaşınmak içỉn aldı ve kendỉsi göl içinde otururdu

9
ve ı ȯŋa dėdi ki dahi sen kemâliŋi tutarsın • Taŋrıya küfür söyle de öl

10
ol ȯŋa dėdi ki delỉleriŋ birisi söylediḡi gibi söylersin • Allah Teʿâlâdan íyỉliḡi kabûl ėdelim de kemliḡi kabûl ėtmeyelim {mi} • bu cümle ile Eyyûb kendỉ dudakları ile günâh ėtmemiş

11
Eyyûbüŋ üç dostları bu cümle ȯŋa vâkiʿ olan belâyı işidip herkes kendỉ yerinden geldi • Elifâz Temânî ve Bildâd Sûhî hem Sofâr Nâʿamânî cümlesi ȯŋa taʿziye ve tesliye içỉn gelmeḡe ėtdiler

12
ve ırakdan gözlerini ėdip ȯnủ bilmediler • bu kez âvâzlarını kaldırıp ağladılar ve herkes kendỉ kaftânını yırtıp başlarına toz saçdılar göklere atarak

13
ve ȯnuŋla toprakda yedi gün ve yedi gėce oturdular da ȯŋa söz söyler kimse yok idi zîrâ gördüler ki ağrı pek büyük idi ¤
Üçüncű bâb

3
1
Bundan soŋra Eyyûb ağzını açıp kendỉ gününe
2
ve Eyyûb ıp dėdi ki

3
Keşki doğduğum gün yok olmuş olaydı
  ve ol gėce ki erkek tevlîd olundu dėnildi

4
keşki ol gün karaŋlık olsa idi
   ȯnủ yukarᵼdan istemeyip
  üzerine nûr ėtmese idi

5
ve ölüm gölgesi ȯnủ ėtse idi
  üzerine bulut sâkin olup
  günüŋ ȯnủ eylese idi

6
ol gėceyi duman kaplasa idi
  yılıŋ günleri arasında sevinip
  aylarıŋ hisâbına girmese idi

7
işte ol gėce yalıŋız olup
  içinde girmese idi

8
günlere söḡenler ȯŋa söḡsünler
  onlar ki yaslarını kaldırmağa hâzırlardır

9
âhşâmınıŋ yıldızları olsunlar
  ya katlana da yoğ ola
  seheriŋ taŋlarını görmesin

10
ki karnımıŋ kapᵼlarını kapamadı
  ve gözlerimden zahmeti saklamadı

11
niçỉn ana rahminden çıkıp ölmedim
  ve karından çıkdığımda vefât ėtmedim

12
niçỉn baŋa dizler ve emmek içỉn memeler sunuldu

13
zîrâ şimdi yatırdım ve râhat ėderdim
  uyurdum da o zamân baŋa huzûr olurdu

14
pâdişâhlar ve yeriŋ vezîrleri ile
  ki kendỉlerine harâbeleri binâ ėderlerdi

15
yâhûd altᵼna mâlik
  evlerini gümüş ile dolduran beḡler ile yatırdım

16
ya niçỉn düşek gibi
  ve nûru görmemiş ler gibi olmadım

17
orada zâlimler ėtmeden vâz geçerler
  ve orada kuvvetden kalmışlar râhat ėderler

18
esîrler bile istirâhat ėdip
  nıŋ âvâzını işitmezler

19
küççük ve büyük ve efendisinden âzâdlı kul ȯndadır

20
niçỉn zahmetliye ziyâ
  ve cân acılarına vėrir

21
ki ölümü katlanırlar da yok
  ve ȯnủ defînelerden artᵼk ararlar

22
ki mezârı bulduklarında şen olup ile sevinirler

23
niçỉn ziyâ vėrir âdama ki ȯnuŋ yolu gizlỉdir
  ki Allah Teʿâlâ ȯnủ her çevreden kapladı

24
zîrâ imden evvel âhım gelỉr
  ve kükremelerim sular gibi akarlar

25
zîrâ korkduğum korkuya uğradım
  ve ėtdiḡim baŋa vâkiʿ oldu

26
rėfâhiyyetim yokdur ne râhatım ne huzûrum var
  zîrâ geldi ¤
Dördüncű bâb

4
1
Ol Elifâz Temanî cevâb vėrip dėdi ki

2
Saŋa söylemeḡe başlasak gücüŋe gelỉr mi
  ammâ sözü menʿ ėtmeḡe kim

3
işte niçeleri terbiye ėderdiŋ
  ve gevşek elleri pekişdirirdiŋ

4
seniŋ sözleriŋ leri kaldırırlardı
  ve çökmüş dizleri pekişdirirdiŋ
  {Aşağıdaki kısım yani Eyyûb 4:5-7:21c kısmı Ali Bey'in elyazmasından eksik olduğundan 1827 yılı baskısından alınmıştır}

5
şimdi ise bu saŋa geldikde gücüŋe gelỉr
  saŋa isâbet ėtdikde şaşdıŋ

6
takvâŋ ümîdiŋ ve yollarıŋıŋ uŋ deḡilmidir

7
kerem eyle hâtırıŋa getỉr günâhsız helâk oldu
  ve ler nerede oldular

8
nice gördüm ki yaramazlığı sürenler
  ve fesâdı ekenler ȯnủ biçerler

9
ıŋ nefesinden helâk olurlar
  ve burnunuŋ rûhundan telef olunurlar

10
arslanıŋ bağrışı ve iŋ âvâzı
  ve arslan yavrularınıŋ dişleri lerdir

11
arslan helâk olur
  ve dişi arslanıŋ yavruları dağılır

12
ben ise ġâʾibden baŋa söz geldi
  ve kulağım ȯnuŋ fısıldısını eyledi

13
gėce rüyâlarınıŋ ında
  insânlar üzerine uyuku ġâlib oldukda

14
baŋa vâkiʿ oldu
  ki cümle lerimi korkutdu

15
ve bir rûh yüzüm öŋünde geçdi
  imiŋ kılları yukarᵼ kaldırıldı

16
durdu ammâ çehresini ėtmedim
  gözlerimiŋ öŋünde bir sûret var idi
  ve gibi bir ses işitdim ki dėdi ki

17
Allahdan ziyâde insân sâdık olur mu
  âdam kendỉyi yapandan ziyâde pâk olur mu

18
işte kendỉ kullarına iʿtimâd ėtmez
  ve lerini dahi ėder

19
kaldı çamur evlerinde sâkin olanlar
  ki onlarıŋ temeli toprakdadır
  ve güveden gibi telef olunurlar

20
sabâhdan âhşâma dek olunurlar
  kimse hâtıra komayıp ebeden zâyiʿ olurlar

21
hâssiyetleri onlardan deḡilmidir
  ölürler ammâ hikmet ile deḡil ¤
Beşinci bâb
{Eyyûb 4:5-7:21c kısmı Ali Bey'in elyazmasından eksik olduğundan 1827 yılı baskısından alınmıştır}

5
1
Çağır saŋa cevâb vėrir kimse var mı
  ve leriŋ sına ėdersin

2
çün ġazab deliyi öldürür
  ve hased i helâk ėder

3
köklenen deliyi gördüm
  ammâ tîz ȯnuŋ meskenine bed duʿâ eyledim

4
ȯnuŋ oğulları selâmetden ırakdır
  kapᵼda döḡülürler ve kurtarıcı yokdur

5
ȯnuŋ biçinini aç yer
  ve ȯnủ dikenler arasında kapar
  ve ȯnuŋ mâl ve ini hırsız yutar

6
zîrâ yaramazlık toprakdan çıkmaz
  ve yerden bitmez

7
insân ıztırâb içỉn doğarsa
  kuşlar yükseḡe uçmak içỉn oldukları gibi

8
ben Allaha ėderim
  ve sözlerimi Allaha deyivėririm

9
ki olunmaz ʿazîm nesneler
  ve hisâbsız ʿacâʾib ėder

10
ki yer yüzü üzerine yağmur vėrir
  ve sahrâlar üzerine sular gönderir

11
ki alçakları yüksek yere ėder
  ve yaslıları içỉn ėder

12
zeyrekleriŋ tedbîrlerini dağıdır
  ki elleri bir nesne ėdemeyeler

13
ʿulemâyı kendỉ zeyrekliḡiyle ėder
  ve leriŋ i ibtâl ėder

14
gündüzűn karaŋlığa uğrarlar
  ve öyleyin gėcede gibi ėderler

15
ammâ o muhtâcı kılıcdan
  onlarıŋ ağzından ve zorbazıŋ elinden kurtarır

16
böyle fakîre ümîd vardır
  ammâ yaramazlık kendỉ ağzını kapar

17
işte ne mutlu ol âdama ki ȯnủ ėder
  imdi iŋ teʾdîbîni eyleme

18
zîrâ o ėder ve sarar
  yaralar ve ȯnuŋ elleri urur

19
altı musîbetlerde seni kurtaracakdır
  ve yedincisinde dahi saŋa belâ isâbet ėtmez

20
de seni ölümden ėdecekdir
  ve cenkde kılıcıŋ elinden

21
diliŋ sinden olursun
  ve harâb geldiḡi vakitde ȯndan korkmayacaksın

22
harâba ve e güleceksin
  ve yeriŋ hayvânâtından korkmayacaksın

23
zîrâ sahrânıŋ taşları ile iŋ olur
  ve sahrânıŋ hayvânâtı saŋa barışıklı olurlar

24
ve bilỉrsin ki çâdırıŋda selâmet var
  ve meskeniŋi ziyâret ėdersin
  ve murâdıŋdan mahrûm olmazsın

25
ve bilỉrsin ki zürriyetiŋ çok
  ve nesliŋ yeriŋ otu kadar olur

26
tamâm kocalıkda mezâra gireceksin
  buğday çaçı kendỉ vaktinde yığıldığı gibi

27
işte bunủ teftîş eylediŋ ve böyledir
  ȯnủ diŋle ve kendỉŋ içỉn bil ¤
Altıncı bâb
{Eyyûb 4:5-7:21c kısmı Ali Bey'in elyazmasından eksik olduğundan 1827 yılı baskısından alınmıştır}

6
1
Ve Eyyûb cevâb vėrip dėdi ki

2
Keşki benim hiddetim vezne konulsa
  ve imi mizânda berâber kaldırsalar

3
zîrâ hâlen deryânıŋ kavminden ziyâde ağır olurdu
  ȯnuŋ içỉn um tutuldu

4
çün iŋ okları içimdedir
  ve cânım zehirlerini içer
  ve ıŋ ahvâli üzerime saflar bağlarlar

5
yabân eşeḡi otlủğuŋ yanında aŋırır mı
  ya öküz yemgeliḡiniŋ yanında bağırır mı

6
tatsız nesne tuzsuz yenilir mi
  yumurta ağıtda tat var mı

7
cânım dokunmakdan ėtdiḡi nesneler
  baŋa elemli lar oldular

8
keşki um geleydi
  ve Allah baŋa ėtdiḡimi vėreydi

9
ve Allah istese ve beni eyleye
  elini boşatsa ve beni eyleye

10
bu dahi baŋa olur
   ağrıdan yanarsam ve baŋa merhamet ėtmezse de
  ki uŋ kelimâtını etmedim

11
kuvvetim nedir ki tahammül ėdeyim
  ve soŋum nedir ki cânımı uzadayım

12
kuvvetim taşlar kuvveti gibi midir
  ve etim dan mıdır

13
öyle deḡilmi ki artık bende dermân yokdur
  ve tesellî benden kovuldu

14
erimişe dostdan merhamet gerek idi
  ammâ o ʿAlâ Külli Şeyʾi Kâdirden korkmasını bırakdı

15
karındaşlarım baŋa gibi
  ve lerde taşkın seyller gibi hıyânet ėtdiler

16
ki buzdan bulanıklardır ve içlerinde kar gizlenir

17
ki harâret vaktinde kurulurlar
  ıssındıklarında yerinden olurlar

18
yolundan leri saparlar
  hîçe çıkıp fânî olurlar

19
yolcularınıŋ kērvânları onlara bakdılar
   leri onlara ümîd tutdular

20
ümîd tutdukları içỉn utandılar
  onlara vardıklarından çekdiler

21
zîrâ hâlen yok olduŋuz
  musîbetimi gördüŋüz ve korkduŋuz

22
ben dėdim mi ki baŋa vėriŋ
  ve rızkıŋızdan baŋa vėriŋ

23
ve beni düşmanıŋ elinden kurtarıŋ
  ve beni zorbazlarıŋ elinden eyleyiŋ

24
baŋa öḡrediŋ ve ben sükut ėdeceḡim
  ve ne yaŋıldım ise baŋa aŋladıŋ

25
doğru sözler ne dir
  ammâ siziŋ âzârlamaŋız ne fayda ėder

26
ancak âzârlamak içỉn sözleriŋiz var mı
  ve uŋ sözleri yeldir sanırmısıŋız

27
yetim üzerine üşersiŋiz
  ve dostuŋuza çukur kazarsıŋız

28
imdi hâlen lütf ėdip baŋa bakıŋ
  huzûruŋuzda yalan söylersem

29
imdi dönüŋ ʿadâletsizlik olmasın
  dönüŋ derim ben bu şeyde sâdıkım

30
benim dilimde ʿadâletsizlik var mı
  ım fâsid nesneleri ėtmez mi ¤
Yedinci bâb
{Eyyûb 4:5-7:21c kısmı Ali Bey'in elyazmasından eksik olduğundan 1827 yılı baskısından alınmıştır}

7
1
İnsânâ yer üzerinde cenk zamânı yokmudur
  ve ȯnuŋ günleri ırġâdıŋ günleri gibi deḡilmidir

2
nice ki kul gölgeyi ârzûlarsa
  ve ırġâd kendỉ işiniŋ ücretine ise

3
böyle dahi baŋa fenâ aylar mîrâsa vėrilmişdir
  ve zahmetli gėceler baŋa hâzırlanmışdır

4
yatdığım zamân derim ki ne zamân kalkarım
  ve gėce ne zamân geçer
  ve tâ sabâha dek çabalanmakdan yorulurum

5
benim etim kurdlar ile ve tozuŋ süpüründűsü ile gíyinmişdir
  derim çatladı ve eridi

6
günlerim nden çevikerek oldu
  ve ümîdsiz kalıp telef olundular

7
yâd eyle ki hayâtım yel gibidir
  ve gözüm tekrâr hayrı göremez

8
beni görmüşüŋ gözü beni görmeyecekdir
  gözleriŋ baŋa olsa ben artık bulunmam

9
bulut dağılıp olduğu gibi
  böyle dahi mezâra inen artık çıkamaz

10
artık evine dönmez
  ve ȯnuŋ mekânı ȯnủ artık bilmez

11
ben dahi ağzımı menʿ ėtmeyip
  rûhumuŋ müzâyakasında söyleyeceḡim
  cânımıŋ acılıḡında ėdeceḡim

12
ben deŋiz mi ya ada balığı mıyım
  ki üzerime muhâfazayı korsun

13
eḡer dėr isem döşeḡim beni ėder
  ve yatağım şekvâmı biraz ėder

14
o zamân beni düşler ile korkudursun
  ve rüyâlar ile şaşırırsın

15
şöyle ki cânım ı ėder
  ve ölümü kemỉklerimden ziyâde ister

16
oldum dâʾimâ yaşamam
  benden vâz gel çün günlerim dır

17
âdam nedir ki ȯnủ taʿzîm ėdesin
  ve ȯnủ hâtırıŋa getỉresin

18
ve ȯnủ her sabâh ziyâret ėdip
  her ânda deŋeyesin

19
niceye dek benden vâz gelmezsin
  ve beni koyủvėresin ki tükrüḡümü yudasın

20
günâh ėtdim saŋa nice ėdeyim ėy âdam hâfızı
  niçỉn beni kendỉŋe içỉn koduŋ ki kendỉme yük oldum

21
niçỉn günâhımı ʿafv ėtmezsin
  ve yaramazlığımı götürmezsin
  çün hâlen toprakda
  {Yukarıdaki kısım yani Eyyûb 4:5-7:21c kısmı Ali Bey'in elyazmasından eksik olduğundan 1827 yılı baskısından alınmıştır}
  yatacağım ve beni arayacak olursaŋ ben bulunmam ¤
Sekizinci bâb

8
1
Ȯndan Bildâd Sûhî cevâb vėrip dėdi ki

2
bunları söylersin
  ve ağzıŋıŋ ı gibi olur

3
Taŋrı kendỉ hükmünü ėdermi
  ve i ihbât ėdermi

4
eḡer oğullarıŋ ȯŋa günâh ėtdiler ise
  o da onları ʿisyânları içỉn kodu

5
eḡer sen Taŋrıyı taleb ėderseŋ
  ve ʿAlâ Külli Kâdire niyâz ėderseŋ

6
eḡer sen sâdık ve doğru olursaŋ
   o üzeriŋe íylik eyleye
  uyanır ve seniŋ ıŋıŋ meskenini mükemmel eyler

7
hem seniŋ evveliŋ az ola
  ammâ soŋuŋ pek çoğala

8
zîrâ gel evvelki ı sor
  ve babalarınıŋ ına kendỉŋi hâzırla

9
çün biz dahi dünkileriz ve bilmeziz
   günlerimiz yer üzerinde gölge gibidir

10
onlar saŋa öḡredip dėmezlermi
  ve kendỉ kalbinden ı çıkarmazlarmı

11
balçıksız bitermi
  ot susuz büyürmü

12
henüz tâzeliḡinde iken
  her otdan evvel kurur

13
Taŋrı unutmuşlarıŋ yolları da böyledir
  ve mürâʾîleriŋ ümîdi zâyiʿ olur

14
ki ȯnuŋ ümîdi kesilir
  ve ȯnuŋ iʿtimâdı örümcek evi gibidir

15
evine dayana ve o durmaya
  ȯŋa yapışa da olmaya

16
ammâ sâdık güneşiŋ öŋünde ola
  ve ȯnuŋ ı bâğçeniŋ üzerine çıka

17
ȯnuŋ kökleri ıŋ yanında sarmaşılır
  ve taşlar arasında peklenir

18
bir kimse ȯnủ yerinden koparırsa
  ve ȯnủ inkâr ėdip seni görmedim derse

19
işte ȯnuŋ ınıŋ u bu ola
  ve ol toprakdan ġayrı çıka

20
işte Taŋrı kâmili tahkîr ėtmez
  ve leriŋ i olmaz

21
dahi o ağzıŋı gülmekle
  ve dudaklarıŋı ile doldura

22
seniŋ larıŋ i gíyeler
  ve fâsıklarıŋ çâdırı artᵼk yok ola ¤
Dokuzuncủ bâb

9
1
Eyyûb dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
bilỉrim ki böyledir
  ve âdam ne yüzden Taŋrı yanında olabilir

3
eḡer ȯnuŋla çekişmek istese
  ȯŋa biŋden birine cevâb vėremez

4
kalbi ʿâlim ve kuvvetde dır
  ȯnuŋ karşᵼsına söyleyen kimdir ki ola

5
kimseniŋ karşᵼsına ki dağları koparır da bilmezler
  onları ġazab ile dönderen kimdir

6
arzı kendỉ yerinden ėder de ȯnuŋ direkleri ditrerler

7
güneşe buyurur da doğmaz
  ve yıldızları ėder

8
ki yalıŋız gökleri yayar
  ve deŋiz üstlerine basar

9
ol ki
  ve cenûbuŋ lerini yapar

10
ol ki ʿazametler işler de olunmaz
  ve ʿacâʾibler ki hisâbı yokdur

11
işte öŋümde geçer de görmem
  ve ėder de ȯnủ

12
işte ėderse ȯnủ kim dönderir
  ȯŋa kim diyebilir ki ne işlersin

13
kendỉ ġazabını döndermez
  gurûra ler ȯnuŋ altında çökerler

14
kaldı ki ben ȯŋa cevâb vėrip
  ȯnuŋla sözler kullanam

15
sâdık bile olsun cevâb vėremeyem
  hâkimime niyâz ėdeyim

16
sam da baŋa cevâb vėrse
  inanmayam ki âvâzımı diŋlemiş ola

17
zîrâ beni kasırġa ile eyledi
  ve yaralarımı sebebsiz çoğaltdı

18
beni soluğumu almağa koyuvėrmeyip
  acılıklardan doyurur

19
eḡer kuvvetde derseŋ işte dir
  ve eḡer hükümde baŋa kim kefâlet ėder

20
eḡer sâdıkda olursam ağzım beni ėder
  kâmil olsam beni fâsık bildirir

21
kâmil olsam kendỉ kendỉmi bilemem
  ımdan ikrâh ėderim

22
hep birdir ȯnuŋ içỉn dedim ki
  kâmili ve fâsıkı ėden odur

23
eḡer ise tez öldürür
  beni günâhsızlarıŋ ine güler

24
yer fâsıkıŋ eline vėrildi
  ki hâkimleriniŋ yüzünü örter
  bunủ ėden Taŋrı deḡil ise imdi kimdir

25
ve dahi benim günlerim ulakdan hafîfirekdir
  kaçdılar ve íyliḡi görmediler

26
kartal yeyeceḡe uçduğu gibi
   gemileri ile geçdiler

27
eḡer şikâyetimi unudayım
  hiddetimi koyayım kuvvetleneyim dersem

28
cümle derdlerimden korkarım
  bilỉrim ki beni ėtmezsin

29
ben fâsık isem niçỉn çalışayım

30
eḡerci kar suları ile sam
  ve ellerimi sâbûn ile pâk ėtsem

31
yine de beni mezâra batırırsın
  ve benim esvâbım benden ėdecekdir

32
zîrâ benim gibi âdam ȯŋa cevâb vėremez
  ve hükümde berâber olamaz

33
aramızda fasl ėder yokdur ki ikimiziŋ üzerine elini koya

34
üzerimden deḡeneḡini kaldıra idi
  ve ȯnuŋ korkusu beni şaşırmaya idi

35
söylerdim ve korkmazdım
  zîrâ o hâlde kendỉ kendỉmde deḡilim ¤
Onuncủ bâb

10
1
Cânım ımdan usandı
  şikâyetimi üzerimden bırağayım
  cânımıŋ acısıyla söyleyeyim

2
ya diyeyim ki üzerime hükm ėtme
  baŋa bildir niçỉn benimle çekişirsin

3
saŋa íyỉ gelỉrmi ki zulm ėdesin
  ve elleriŋiŋ zahmetini redd ėdesin
  hem fâsıklarıŋ sini ziyâlandırasın

4
sende beşer gözleri mi var
  âdam gördüḡü gibi mi görürsün

5
günleriŋ insân günleri gibi midir
  ve seneleriŋ âdam günleri gibi midir

6
çün kabâhatlerimi ararsın
  ve günâhlarımı suʾâl ėdersin

7
bildiḡiŋdir ki kabâhat ėtmedim
  yine de eliŋden kurtarır yok

8
seniŋ elleriŋ beni düzdüler
  koşdular da beni her tarafdan yıkarsın

9
gel eyle ki beni balçık gibi yapdıŋ
  ve beni toprağa döndereceksin

10
işte beni süd gibi süzdüŋ
  ve beni peynir gibi oyundurduŋ

11
baŋa deriyi ve eti gíydirdiŋ
  ve beni kemỉkler ve siŋirler ile örtdüŋ

12
vėrip benimle ihsân eylediŋ
  ve seniŋ ziyâretiŋ rûhumu eyledi

13
ammâ sen bunları kalbiŋde sakladıŋ
  ben ise bilỉrim ki bu mağlûmuŋdur

14
günâh ėtdim ise beni nişânladıŋ
  ve günâhlarımı ėtmediŋ

15
eḡer kem ėtdim ise vây baŋa
  ve eḡer sâdık isem de başımı kaldıramam
  (16) çün ʿayb ile tokum
  ve musîbetimi görürüm

16
(17) baş kaldırsam da arslan gibi avlarsın
  hem dönüp benimle ʿacâʾibler ėdersin

17
(18) yaralarıŋı üzerime yeŋilersin
  ve benimle hiddetiŋi çoğaldırsın
  li ʿaskerler üzerime gelỉr

18
niçỉn beni rahimden çıkardıŋ
  ölmüş olurdum ve göz beni görmezdi

19
u yok imiş gibi ölürdüm
  ve karından mezâra götürülürdüm

20
benim günlerim az deḡilmidir
  diŋlen imdi ve benden vâz geç de biraz kuvvetleneyim

21
ıŋ yerine ve ölüm gölgesine gitmemden evvel
  ki oradan dönmek yokdur

22
dumana beŋzer karaltınıŋ yerine ölüm gölgesine ki onda nizâm yok
  ve aydınlık ise duman gibidir ¤
On birinci bâb

11
1
Sofâr Naʿamâtî dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
Çok sözlüye cevâb vėrilmez mi
  ve dilbâz kimesne sâdıkmı olur

3
seniŋ gevezelikleriŋ âdamları sükut ėtdirir mi
  sen ėtdikde kimse seni utandırmasın mı

4
dėdiŋ ki dînim pâkdir
  ve nazarıŋda im

5
ammâ söylemeḡe
  ve seniŋle dudaklarını açmağa isteyeydi

6
ve saŋa hikmetiŋ ını beyân ėdeydi ki zâta göre iki katdır
  bilirdiŋ ki günâhlarıŋ içỉn Taŋrı seni unutmuşdur

7
Taŋrınıŋ ına ėrermisin
  ve ine yetişirmisin

8
ȯnuŋ hikmeti göklerden dır ne eylersin
  cehennemden deriŋirekdir nice bilesin

9
ȯnuŋ ölçűsü yerden uzun
  ve deŋizden enlỉrekdir

10
bozarsa ya kaparsa ya ėderse
  ȯŋa kim olur

11
zîrâ âdamlarıŋ bâtıllığını o bilỉr
  ve kabâhatleri gördükde olur

12
ammâ âdam yüreklenir
  ve vahşî ıŋ u gibi doğar

13
eḡer sen kalbiŋi hâzır ėdip
  ȯŋa eliŋ ayalarını uzadaydıŋ

14
ve kabâhat eliŋde ise ȯnủ ėdeydiŋ
  hem fesâdı çâdırıŋda ėtmeyeydiŋ

15
o zamân yüzüŋü lekeden pâk kaldırırdıŋ
  ve kavî olup korkmazdıŋ

16
zîrâ sen zahmeti unudasın
  ve onları geçmiş suları gibi aŋasın

17
hem saŋa öyleden vakit kalka
  ziyâlanasın ve sabâh gibi olasın

18
ve ümîd olmağla emîn olasın
  hem çâdırıŋı kurasın de emînlik ile yatarsın

19
ve yatır iken seni olmaya
  hem çoğu saŋa yalvaralar

20
ammâ fâsıklarıŋ gözleri eksileler
  ve onlara yok olup ümîdleri cân çekişmek ola ¤
On ikinci bâb

12
1
Eyyûb dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
Hakkan siz bir halksıŋız ki siziŋle hikmet ölecekdir

3
benim de siziŋ gibi ʿaklım var
  ben sizden alçak deḡilim
  ve buncılayın nesneleri kim bilmez

4
dostuna gülünc olan kimesne gibi oldum
  ki ya ır da ȯŋa cevâb vėrir
  sâdık ve kâmil olur

5
ayak sürçmesine yakın olan
  refâhiyetliniŋ unda gibi dur

6
yağmacılarıŋ çâdırları dedir
  ve Taŋrıyı ėdenlere emînlikler var
  çün onlarıŋ eline Taŋrı istediḡini düşürür

7
ammâ gel lere sor da onlar saŋa öḡredeler
  ve havâ kuşuna da o saŋa haber vėre

8
ya yere söyle de saŋa öḡrede
  ve deŋiz balıklarına da saŋa deyivėreler

9
bu cümlelerden sı bilmez ki
  bunủ Allah Teʿâlânıŋ eli ėtmişdir

10
ki her diriniŋ cânı
  ve her insân etiniŋ rûhu ȯnuŋ elindedir

11
ı tatdığı gibi
  kulak dahi sözleri diŋmez mi

12
hikmet kocalarda
  ve idrâk günleriŋ uzunluğundadır

13
hikmet ve kuvvet ȯnuŋladır
   ve idrâk ȯnuŋdur

14
işte yıkar da yapılmaz
  âdama kapar da açılmaz

15
işte suları da kururlar
  ve onları salıvėrir de yeri devirirler

16
kuvvet ve hikmet ȯnuŋladır
  yaŋılan ve yaŋıldan ȯnuŋdur

17
leri soyulmuş gezdirir
  ve hâkimleri dîvâne ėder

18
pâdişâhlarıŋ ini çözer
  ve onlarıŋ bellerinde kuşağı bağlar

19
beḡleri soyulmuş gezdirir
  ve cebbârları ėder

20
fasîhlerden ı giderir
  ve kocalarıŋ ʿaklını alır

21
üzerine hakâreti döker
  ve kuvvetlileriŋ kuşağını

22
deriŋleri karaŋlıkdan keşf ėder
  ve ölüm gölgesini aydınlığa çıkarır

23
ümmetleri çoğaldır ve onları bozar
  ümmetleri dağıdır ve ėtdirir

24
yer kavminiŋ başlarınıŋ ʿaklını alır
  ve onları yolsuz de yaŋıldır

25
karaŋlıkda aydınlıksız ėdip giderler
  ve onları sarhoş gibi yaŋıldır ¤
On üçüncű bâb

13
1
İşte gözüm bunları hep gördü
  kulağım işitdi ve aŋladı

2
siz bildiḡiŋiz gibi ben dahi bildim
  ben sizden alçak deḡilim

3
elbette ben e söylemek
  ve Taŋrı ile ėtmek dilerim

4
ammâ siz yalanıŋ düzücülerisiŋiz
  cümleŋiz bâtıl tabîblersiŋiz

5
sükut ėdeydiŋiz de size hikmet yerine olurdu

6
geliŋ ımı diŋleyiŋ
  ve dudaklarımıŋ larını eyleyiŋiz

7
Taŋrı içỉn yaramazlık söylemek
  ve ȯnuŋ içỉn ėtmek

8
hâtırını gözetmek
  Taŋrı içỉn çekişmek size düşer mi

9
íyỉmidir ki sizi teftîş eyleye
  âdama renk olduğu gibi ȯŋa renk mi ėdersiŋiz

10
sizi âzârlar
  eḡer tenhâda hâtır gözedirseŋiz

11
ȯnuŋ fazîleti sizi şaşırmaz mı
  ve ȯnuŋ i üzeriŋize düsmez mi

12
ıŋız kül misâlleri
  yukardan söylediḡiŋiz balçık depeleri gibidir

13
sükut ėdip benden vâz geçiŋ de ben söyleyeyim
  ve her ne olursa baŋa gelsin

14
ne diyẻ dişlerim ile etimi koparayım
  ve cânımı elimiŋ ayasında koyayım

15
işte beni öldürürse de katlanmam
  nihâyet ȯnuŋ huzûrunda yollarımı ėdeyim

16
o da baŋa kurtuluş ola
  zîrâ fâsık ȯnuŋ huzûruna gelmez

17
sözümü ca diŋleyiŋ
  ve beyânım kulaklarıŋızda olsun

18
işte hâlen hakkımı tertîb üzere söylesem
  bilirmi ki sâdık olurum

19
benimle çekişecek kimdir
  zîrâ şimdi sükut ėtsem ölürüm

20
hemân benimle iki şey ėtme
  o zamân huzûruŋdan gizlenmeyem

21
eliŋi üzerimden ırak ėdip
  seniŋ ıŋ beni şaşırmasın

22
da ben cevâb vėreyim
  ya ben söyleyeyim de baŋa cevâb vėr

23
benim yaramazlıklarım ve günâhlarım ne kadardır
  baŋa ʿisyânlarımı ve hatâlarımı bildir

24
niçỉn yüzüŋü gizlersin
  ve beni kendỉŋe düşman sayarsın

25
deprenmiş yaprağı ufaklarmısın
  ve kuru çöpü ėdermisin

26
ki üzerime acılıklar yazarsın
  ve oğlanlıklarımıŋ yaramazlıklarını baŋa mîrâs ėtdirirsin

27
hem ayaklarımı bukağᵼya
  cümle lerimi gözedirsin
  ayaklarımıŋ izlerinde ayaklarıŋı basarsın

28
ve o çürük ağac gibi
  ya güve yemiş esvâb gibi eskir ¤
On dördüncű bâb

14
1
ʿAvratdan doğan âdam kısa ʿömürlü ve ile tokdur

2
çiçek gibi çıkar ve kesilir hem gölge gibi kaçıp durmaz

3
yine de bunuŋ gibi üzerine gözleriŋi açarsın
  ve beni kendỉŋ ile hükme götürürsün

4
den pâki kim ėdebilir
  hîç kimse ėdemez

5
çünki günleri ve aylarınıŋ ʿadedi sendedir
  hem haddlerini koduŋ da onlardan ilerỉ geçmeye

6
üzerinden dön de diŋlensin
  tâ ücretli gibi kendỉ gündeliḡini edâ ėdinceye dek

7
zîrâ ağacdan ümîd var
  eḡerçi kesilse yine de yeŋilenir ve fidânı eksik olmaz

8
kökü yerde kocarsa da
  ve ȯnuŋ kütüḡü toprakda olursa da

9
suyuŋ sından lenir
  ve gibi dallanır

10
ammâ insân zebûnlanıp ölür
  ve âdam cân vėrdikden soŋra dır

11
sular deŋizden gitdiḡi
  ve ırmak kurup olduğu gibi

12
böyle dahi âdam yatır da kalkmaz
  tâ gökler bozulmayınca uyanmazlar
  ve sundan olmaz

13
keşki beni mezârda saklayasın
  ve beni gizleyesin tâ hiddetiŋ dönünce
  baŋa müddet koyup beni aŋayadıŋ

14
âdam ölse dirilirmi
  cümle müddetimiŋ günlerinden
  tâ im gelinceye dek bekleyeyimmi

15
beni çığırsaŋ ben de saŋa cevâb vėrsem
  elleriŋiŋ ʿamelini taleb ėdermisin

16
zîrâ şimdi adımlarımı sayarsın
  ve günâhımıŋ ʿazâbını ėtmezsin

17
benim ʿisyânım kėsede mühürlüdür
  ve yaramazlıklarım üzerine dikiş eylediŋ

18
nice ki düşen dağ yıkılırsa
  ve kaya kendỉ yerinden koparsa

19
hem sular taşları ufaklayıp
  taşkınlıkları yeriŋ toprağını götürürse
  âdamıŋ ümîdini dahi böyle yok ėtdirirsin

20
dâʾimâ onda kuvvetli olursun
  yüzünü deḡişdirerek gider ve ȯnủ kırasın

21
oğulları olursa bilmez
  ve olurlarsa onlara ėtmez

22
ancak ȯnuŋ eti kendỉ içỉn elem çeker
  ve cânı kendỉ içỉn yas tutar ¤
On beşinci bâb

15
1
Elifâz Temânî dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
ʿÂlim olan cevâb vėrir mi
  ve karnını şark yeli ile doldurur mu

3
fâʾidesiz söz ile
  ve netîcesiz ile mücâdele ėder mi

4
hakkan sen takvâyı ibtâl ėdersin
  ve öŋünde duʿâyı eksildirsin

5
tahkîk ağzıŋ kabâhatiŋi gösterir
  çün hîlekârlarıŋ dilini eylediŋ

6
seniŋ ağzıŋ seni kem çıkarır ben deḡilim
  ve dudaklarıŋ üzeriŋe şehadet ėderler

7
Âdemden evvel mi doğduŋ
  ve bayırlardan mi olunduŋ

8
nıŋ sırrını mı işitdiŋ
  ya hikmeti yanıŋa mı eylediŋ

9
ne bilỉrsin ki biz bilmeyeviz
  ne aŋlarsın ki o bizde olmaya

10
aramızda pîr hem kocamân
  ve babaŋdan ihtiyâr yaşlılar da var

11
nıŋ leri saŋa azmıdır
  yanıŋda söz var mı

12
ne nesne saŋa göŋlűŋü alır
  ve gözleriŋ ne ėderler

13
ki rûhuŋu Taŋrı üzerine dönderip
  ağzıŋdan çıkarasın

14
âdam nedir ki pâk ola
  ve ʿavratdan doğan ne ki oluna

15
işte lerine ėtmez
  ve ȯnuŋ gözlerinde gökler pâk deḡiller

16
kaldı ki mekrûh ve âdam
  ki yaramazlığı su gibi içer

17
diŋle beni saŋa deyivėreyim
  ve gördüḡümü saŋa hikayet ėdeyim

18
şul nesneyi ki ʿulemâ rivâyet eylediler
  ve babalarından alıp gizlemediler

19
ki yalıŋız ȯnlara yer vėrildi
  ve onlarıŋ ortasında ġarîb geçmedi

20
fâsık cümle ında ʿazâb çeker
  ve zâlime yıllarıŋ az ʿadedi saklandı

21
korkularıŋ sedâsı ȯnuŋ kulaklarındandır
  ȯŋa selâmetde harâbcı gelecekdir

22
karaŋlıkdan döneceḡine inanmaz
  ve dâʾimâ her yerden kılıcı gözedir

23
nerededir diyẻ dolaşır
  bilir ki karaŋlıklarıŋ günü elinde hâzırdır

24
derd ve ȯnủ şaşırır
  cenge hâzır pâdişâh gibi üzerine peklenir

25
zîrâ Taŋrınıŋ elini üzerine uzatdı
  ve e karşᵼ peklendi

26
üzerine boynuyla
  arkalı kalkanlarınıŋ kalıŋlığıyla yürüdü

27
zîrâ yüzünü kendỉ yağıyla örtdü
  ve yanları üzerinde buruşuklar ėtdi

28
ve harâb şehirlerde hem deḡil evlerde sâkin oldu
  ki yığınlara hâzır idiler

29
zengîn olamaz ve ȯnuŋ varlığı sâbit olmaz
  hem onlarıŋ i yerde olmaz

30
karaŋlıkdan ayrᵼ gitmez
  ȯnuŋ fidânını ʿalev kuruda ve ağzınıŋ nefesiyle zâyiʿ ola

31
olan bâtıllığa inanmasın
  zîrâ bâtıllık ȯŋa olacakdır

32
ecel günü gelmezden kesile
  ve ȯnuŋ dalları yeşillenmeye

33
asmanıŋ gibi koruğu koparıla
  ve çiçeḡi gibi bırağıla

34
zîrâ leriŋ cemʿiyyeti vîrân ola
  ve rüşvetcileriŋ çâdırlarını âteş yaka

35
çün zahmeti ėderler ve zulmü doğururlar
  hem onlarıŋ ı hîleyi hâzırlar ¤
On altıncı bâb

16
1
Eyyûb dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
Bunuŋ gibi nesneleri çok işitdim
  cümleŋiz cilersiŋiz

3
sözler hîç irmi
  ya söylediḡini ne ile isbât ėdersin

4
ben de sizcileyin söylerdim
  eḡer cânıŋız cânımıŋ yerinde olaydı
  üzeriŋize sözler yığardım
  ve karşᵼŋıza başımı salardım

5
sizi ağzım ile pekişdirirdim
  ve dudaklarımıŋ tesellîsi elemiŋizi ėderdi

6
eḡer söylersem elemim refʿ olunmaz
  ve ėdersem benden ne kadar gider

7
hakkan şimdi beni yorultdu
  cümle tâʾifemi harâb eylediŋ

8
ve beni buruşdurduŋ ki derdime şâhid oldu
  arıklığım üzerimde zâhir olup yüzümde şehadetlik eyler

9
ȯnuŋ ġazabı beni kapdı ve baŋa eyledi
  üzerime dişlerini kıcırdatdı
  düşmanım üzerime gözlerini keskin gösterdi

10
karşᵼma ağzını açdılar
  hakâret ile çeŋelerime urdular
  üzerime oldular

11
Taŋrı beni fâsıka teslîm eyledi
  ve beni yaramazlarıŋ ellerine düşürdü

12
râhatlı idim de beni kırdı
  ve boynumu tutup beni dardağan eyledi
  hem beni kendỉye hedef içỉn nasb ėtdi

13
ȯnuŋ atıcıları baŋa dolaşdılar
  lerimi yardı ve baŋa merhamet ėtmedi
  ödümü yere dökdü

14
ile beni eyledi
  üzerime cebbâr gibi yürüdü

15
cildim üzerine çûlu dikdim
  ve boynuzumu toprak ile buladım

16
yüzüm ağlamadan çamurlu gibi oldu
  ve göz kirpỉklerim üzerinde ölüm gölgesi var

17
zulüm ellerimde olmamağla duʿâm pâkdir

18
ėy yer kanımı örtme ve feryâdıma yer olmasın

19
ve şimdi işte tanığım gökde ve şâhidim yücelerdedir

20
lerim ėy dostlarım
  gözüm ya yaşlar damladır

21
keşki âdama Taŋrı ile muhâkeme ėtmek olaydı
  e yoldaşı ile olduğu gibi

22
çün hisâb seneleri geliyor
  ve dönmeyeceḡim e gitmek gereḡim ¤
On yedinci bâb

17
1
Rûhum bozuldu günlerim dü mezârlar baŋa hâzır

2
ler yanımdadır
  gözüm onlarıŋ ları ile gėceler

3
gel seniŋle baŋa kefîl ko
  kimdir ki elime el dokuşdura

4
vaktâki onlarıŋ kalbini ʿakıldan eylediŋ
  ȯnuŋ içỉn onları yücelemeyesin

5
kim ki içỉn yoldaşlar arasında hükm ėderse
  ȯnuŋ oğullarınıŋ gözleri olalar

6
beni kavimlere mesēl içỉn durdurdu
  ve beni dâvul ile âşikâre gezdirdi

7
ve ġazabdan gözüm
  hem cümle m gölge gibi oldu

8
bunuŋ üzere doğrular hayrân kalalar
  ve kimesne mürâʾî üzerine uyana

9
ammâ sâdık kendỉ yolunda sâbit kadem ola
  ve elleri pâk kuvvet artıra

10
imdi hepiŋiz dönüŋ ve lütf ėdip gelmeŋ
  araŋızda bir hekîmi bulamazmıyım

11
günlerim geçdi
  fikirlerim kalbimiŋ niyyetleri koparıldı

12
gėceyi güne dönderdiler
  karaŋlıklarıŋ ardınca yakındır

13
eḡer katlanırsam mezâr evim olur
  ve döşeklerimi karaŋlıklarda döşedirim

14
mezâra babamsın
  ve kurda anam ve kızkarındaşımsın dėdim

15
şimdi ümîdim dır
  ve umduğumu kim görebilir

16
mezârıŋ dibine inerler
  çün cümleniŋ râhatı toprakdadır ¤
On sekizinci bâb

18
1
Bildâd Sûhî dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
sözleri siŋiz
  evvel aŋlayıŋ ȯndan söyleşelim

3
niçỉn gibi sayılırız
  ve gözleriŋizde mekrûh oluruz

4
sen ki cânıŋı ġazab ile kıyarsın
  seniŋ içỉn yer bırağılır mı
  ve kayalar kendỉ yerinden olur mu

5
hem fâsıklarıŋ nûru
  ve ȯnuŋ âteşiniŋ kığılcımı vėrmeye

6
çâdırında nûr karaŋlana
  ve çırâğı ȯnuŋ yanında oluna

7
kuvvetiniŋ adımları dar olalar
  ve ȯnuŋ si kendỉyi yıka

8
zîrâ ayakları ile ağa atıla
  ve ağıŋ üzerine geze

9
kemend topuğuna yapışa
  yağmacı üzerine ġalîb ola

10
ȯnuŋ ipi yerde
  ve tuzağı üzerinde gizlỉ ola

11
her tarafdan ȯnủ şaşkınlıklar şaşıra
  ve ȯnủ bozġunluk ile kaçıralar

12
ȯnuŋ evlâdı aç ola
  ve yanına hâzır ola

13
ölümüŋ evveli ȯnuŋ derisiniŋ dallarını yeye
  aʿsâlarını yeye

14
iʿtimâdı çâdırından koparıla
  ve ȯnủ ölü şaşkınlığı götüre

15
ȯnuŋ olmayacak çâdırında sâkin ola
  meskeni üzerine kibrît saçıla

16
altından kökleri kurủnalar
  ve üzerinden dalları kesile

17
ȯnuŋ i yerden ġâʾib ola
  ve sokâkda ȯŋa ad olmaya

18
ȯnủ nûrdan e itivėreler
  ve ȯnủ dünyâdan kovalar

19
oğlu yok ola ne kavminde oğul oğlu
  ne meskenlerinde bâkî kimesne ola

20
ler ȯnuŋ günü üzerine olalar
  ve ler korkuyu çekeler

21
fâsıkıŋ meskenleri bunlardır
  ve Taŋrıyı bilmeyeniŋ yeri budur ¤
On dokuzuncủ bâb

19
1
Eyyûb dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
cânıma elem vėrirsiŋiz
  ve beni lar ile ėdersiŋiz

3
artᵼk on kerre beni ʿayıbladıŋız
  utanmazmısıŋız ki baŋa ėdersiŋiz

4
ammâ tut ki hakîkat üzere yaŋıldım
  yaŋlışım benimle kalacakdır

5
ve eḡer gerçekden üzerime büyüklenirseŋiz
  ve üzerime ʿaybımı isbât ėderseŋiz

6
biliŋ ki baŋa güç eyledi
  çün üzerime ağını çevirdi

7
işte zulüm diyẻ ırım ve olunmam
  feryâd ėderim ve yok

8
yolumu de geçemem
  ve lerim üzerine karaŋlığa kodu

9
beni ʿizzetimden soydu
  ve başımıŋ tâcını giderdi

10
beni bozdu da giderim
  ve ümîdimi ağacıŋ ümîdini gibi eyledi

11
hem üzerime ġazabını tutuşdurdu
  ve beni düşmanlarından biri gibi saydı

12
ʿaskerleri gelip üzerime yolunu işlek ėtdiler de
  çâdırımıŋ çevresinde orduyu kurdular

13
karındaşlarımı yanımdan ırak götürdü
  ve bildiklerim benden ėtdiler

14
hısımlarım benden vâz geçdiler
  ve âşinâlarım beni eylediler

15
im ve câriyelerim beni ġarîb saydılar
  onlarıŋ gözlerinde oldum

16
kulumu çığırdım da baŋa cevâb vėrmedi
  ağzım ile ȯŋa yalvardım

17
benim nefesim ʿavratıma ġarîb oldu
  eḡerçi ȯŋa batnımıŋ evlâdı içỉn yalvarırsam da

18
çocuklar bile beni horladılar
  kalksam baŋa söz atarlar

19
cümle sırdaşlarım benden ėtdiler
  ve sevdiklerim üzerime döndüler

20
kemỉḡim cildime ve etime yapışdı
  ancak dişlerimiŋ derisi ile kurtuldum

21
eyleŋ baŋa terahhum eyleŋ ėy dostlarım
  zîrâ Taŋrınıŋ eli baŋa dokundu

22
niçỉn beni Taŋrı gibi ėdersiŋiz
  ve etimden doymazsıŋız

23
keşki şimdi sözlerim yazılaydı
  keşki kitâbda olaydı

24
keşki dâʾimâ demỉr kalem ile
  ve kurşun ile taşda kazılsaydı

25
ben de bilỉrim ki ım dir
  ve soŋunda toprak üzerinde kalacakdır

26
ve eḡerçi derimden soŋra bedenim gevilmiş olursa
  yine de etimle Taŋrıyı görsem gerek

27
ki ben kendỉm ȯnủ göreceḡim
  ve ȯnủ gözlerim göreler ġayrı deḡil
  böḡreklerim belimde olurlar

28
dėmek gerek idiŋiz niçỉn ȯnủ ıtrâd ėdeviz
  çün kasdınıŋ âslı bende bulundu

29
kılıc yüzünden korkuŋ zîrâ yaramazlıklarıŋ ʿazâbı kılıcdır
  bilmiş oluŋ ki hüküm vardır ¤
Yiḡirminci bâb

20
1
Sofâr Nâʿamâtî dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
Onuŋ içỉn ım baŋa cevâb ėtdirir
  ve ȯnuŋ içỉn ʿacele ėderim

3
ʿaybımıŋ ini işitdim
  ve rûhum baŋa cevâb ėtdirir

4
bunủ bilmezmisin ki ezelden
  ve âdam yer üzerine kurulaldan berỉ

5
yaramazlarıŋ ı yakındandır
  ve mürâʾîleriŋ u bir ânadekdir

6
ȯnuŋ i göḡe de çıksa
  ve başı buluda dokunursa

7
yine de ebeden kendỉ i gibi yok ola
  ȯnủ görmüş kimesneler dır diyeler

8
düş gibi uçup gide de ȯnủ bulamayalar
  ve gėce hayâli gibi ola

9
ȯnủ görmüş göz artᵼk görmeye
  ȯnuŋ yeri dahi ȯŋa nazar ėtmeye

10
oğulları ya ėdeler
  ve elleri ġasb ėtdiḡini döndereler

11
tâzelikleriniŋ günâhları ile kemỉkleri doldu
  ve ȯnuŋla toprak üzerinde yatacaklardır

12
eḡer kemlik ȯnuŋ ağzında tatlı idiyse
  ve ȯnủ diliniŋ altında gizledi ise

13
ȯnủ saklayıp bırakmazsa
  illâ ıŋ içinde alıkoyacak olursa

14
etmeḡi bağırsaklarında ola
  ve unda sağır yılanıŋ ủna döne

15
yutduğu mâli kusa
  Taŋrı ȯnủ ȯnuŋ karnından süre

16
sağır yılanlarıŋ odủnu eme
  nıŋ dili ȯnủ öldüre

17
sebîller ve ırmaklar bal ve tereyağıŋ derelerini görmeye

18
zahmet ile kazandığını gerỉ vėrip yudamaya
  taġyîri mâlına berâber ola da sevinmeye

19
çün zulm ėtdi fukarâyı bırakdı
  el evini kavradı ve ȯnủ yapmadı

20
çün karnında râhatı doymadı
  kendỉ ından hîç nesne kurtarmaya

21
yeyecek içỉn ȯŋa bir nesne kalmaya
  ȯnuŋ içỉn rızkından ümîdi olmaya

22
kifâyet ile dolsa da hâlli ola
  rencîde ėdeniŋ eli ȯŋa gele

23
karnını doyuracak mahalde Taŋrı ȯŋa hiddetiniŋ ġazabını sala
  ve ȯnuŋ üzerine hem ı üzerine yağdıra

24
demỉr lardan kaçdığı zamân
  ȯnủ yay saplaya

25
ok çıkarılıp den çıkdıkdan soŋra
   ödünüŋ ortasından geçe
  üzerine korkular gele

26
cümle ler gizlỉlerinde saklanalar
  ȯnủ üflenmemiş âteş yaka
  çâdırında yalan li ola

27
ȯnuŋ yaramazlığını gökler keşf ėdeler
  yer dahi üzerine kalka

28
eviniŋ si ġayrılara eyleye
  hiddetiniŋ gününde her şey yabâna gide

29
fâsık âdamıŋ Taŋrıdan payı
  ve sözleriniŋ mîrâsı Taŋrıdan budur ¤
Yiḡirmi birinci bâb

21
1
Eyyûb dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
Sözümü pekce diŋleyiŋ de bu siziŋ tesellîleriŋiz ola

3
tahammül eyleyiŋ baŋa da ben söyleyeyim
  ve söylediḡimden soŋra eyleyiŋ

4
ben adama mı şikâyet ėderim
  eḡer böyle ise niçỉn rûhum sıkılmaya

5
bakıŋ baŋa ve hayrân oluŋ
  hem ağız üzerine el koyuŋ

6
ben aŋdıkca şaşarım
  ve etime ditreme yapışır

7
fâsıklar niçỉn yaşayıp kocayırlar
  ve kuvvet ve mâl sâhibi olurlar

8
onlarıŋ zürriyeti onlarla öŋlerinde
  ve nesilleri günlerinde dir

9
evleri korkudan dir
  ve üzerlerinde nıŋ yokdur

10
öküzü gebe olur ve tohmu zâyiʿ ėtmez
  ineḡi doğurur ve düşürmez

11
koyunlar gibi küççüklerini salıvėrirler
  ve onlarıŋ veledleri sıçrarlar

12
def ve tanbûr ile âvâzı kaldırırlar
  ve uŋ sedâsı ile sevinirler

13
günlerini hoşluk ile yıpradırlar
  ve bir ânda mezâra inerler

14
hem Taŋrıya derler ki
  var git bizden ki yollarıŋı bilmek istemeziz

15
kimdir ki ȯŋa ʿibâdet ėdeviz
  ve ȯŋa niyâz ėdersek ne fâʾide ėderiz

16
işte onlarıŋ hayrı ellerinde deḡildir
  fâsıklarıŋ nasîhati benden ırakdır

17
kaç defʿâ fâsıklarıŋ çırâğı ür ve üzerlerine belâ gelỉr
  ve ġazab ile derdleri Taŋrı ėder

18
rûzigârıŋ öŋünde saman gibi
  ve kasırġanıŋ kaçdığı çöp gibi olurlar

19
hem Taŋrı ȯnuŋ ėtdiḡi zulmünü oğullarına saklar
  ve ȯŋa edâ ėder de duya

20
gözleri kendỉ kırığını göreler
  ve ʿAlâ Külli Kâdiriŋ hiddetinden içeler

21
zîrâ kendỉden soŋra evinde ne hoşnûdluğu ola
  çün aylarınıŋ hisâbı oldu

22
hîç Taŋrıya ol ki yücelere hükm eyler ʿilm öḡredir mi

23
bu iniŋ kuvvetinde
  tamâm refâhiyyet ve selâmetde iken ola

24
süd gerdelleri südden dola
  ve kemỉkleri ilik ile suvarıla

25
o ise acı cân ile
  ve sefâ ile öle

26
bile toprakda batalar
  ve onları kurt örte

27
işte endişeleriŋizi
  ve üzerime yere ėtdiḡiŋiz leriŋizi bilỉrim

28
zîrâ dersiŋiz niŋ evi dır
  ve fâsıklar meskenleriniŋ çâdırı kanda

29
yolda geçenlere sormadıŋız mı
  ve nişânlarını bilmez misiŋiz

30
ki belâ gününde
  hiddetler saçıldığı günde emîn sıvışır

31
ȯnuŋ yolunu yüzü öŋünde kim deyivėrir
  ve ėtdiḡini ȯŋa kim edâ ėder

32
hem o mezârlara götürülür
  ve kabirde ėder

33
dereniŋ kesekleri ȯŋa tatlı gelỉr
  ve her âdamıŋ ardınca sürüklenir
  nice ki ȯndan evvel ler gitdiler ise

34
nice baŋa sövmeḡe ėdersiŋiz
  çün cevâblarıŋız hıyânetli çıkdılar ¤
Yiḡirmi ikinci bâb

22
1
Elîfâz Temânî dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
Âdam Taŋrıya fâʾide ėdebilirmi
  ancak ʿakıllı kendỉ kendỉye fâʾide ėder

3
iŋ murâdı varmı ki olasın
  eḡer yollarıŋı kâmil ėtmekden ȯŋa fâʾide mi var

4
seniŋ korkuŋdan mı seni ėder
  ya seniŋle muhâkemeye gelỉr mi

5
seniŋ kabâhatiŋ büyük deḡilmidir
  seniŋ larıŋ deḡilmidir

6
çün karındaşlarıŋdan sebebsiz rehin aldıŋ
  ve çıplaklarıŋ esvâblarını soyduŋ

7
suyu bile yoğuna içỉrmediŋ
  ve aç olandan i eylediŋ

8
ammâ yer kuvvet sâhibi içỉn oldu
  ve makbûl kişi içinde sâkindir

9
dulları boş gönderdiŋ
  ve öksüzleriŋ kolları kırıldı

10
ȯndan ötürű ler seni çevirmişdir
  ve korku seni âŋsızın şaşırdı

11
karaŋlık dahi saŋa oldu ki görmeḡe kâdir deḡilsin
  hem sularıŋ çokluğu seni örterler

12
gökleriŋ yüceliḡinde deḡilmi
  yıldızlarıŋ başına bak nice yüksekdir

13
ve dėdiŋ ki ne bilỉr
  hîç dumandan hükm ėdermi

14
bulutlar ȯŋa dir ki hîç görmeye
  göḡüŋ dâʾiresinde gezinir

15
fâsık âdamlarıŋ basdığı yolunu dâʾimâ gözedirmisin

16
ki vakitsiz kırıldılar
  ve onlarıŋ temeli ırmak gibi döküldü

17
ki Taŋrıya var git bizden dėdiler
  ʿAlâ Külli Kâdir onlara ne eylese

18
ol ki evlerini íylikden doldurdu
   fâsıklarıŋ müşâveresi benden ırakdır

19
sâdıklar göreler de sevineler
  ve onları eyleye

20
hakkâ ki umuz kesilmedi
  ammâ onlarıŋ kalanını âteş yakdı

21
gel ȯnuŋla eyle de selâmetde ol
  ki onlardan saŋa hayr ola

22
gel ȯnuŋ ağzından Tevrâtı kabûl eyle
  ve ȯnuŋ ını kalbiŋe ko

23
eḡer Taŋrıya ėderseŋ
  ve çâdırlarıŋdan fıskı ırak ėderseŋ olursun

24
ve altᵼnı toprak üzerinde
  hem altᵼnını ırmaklarıŋ kayalarında

25
ve ʿAlâ Külli Kâdir saŋa altᵼnıŋ gümüşüŋ ve kuvvetiŋ ola

26
zîrâ o zamân ʿAlâ Külli Kâdirden saŋ gerek
  ve yüzüŋü Taŋrıya kaldıracaksın

27
ȯŋa yalvarasın da seni eyleye
  ve leriŋi edâ ėdesin

28
bir nesneye niyyet ėtseŋ saŋa ola
  ve yollarıŋ üzerine nûr ziyâlana

29
ʿamelleriŋ alçaklandıkları zamân dir diyesin
  zîrâ alçak gözlüyü Taŋrı kurtarır

30
da olmasa ȯnủ kurtarır
  ve elleriŋiŋ pâk{l}iḡiyle halâs ola ¤
Yiḡirmi üçüncű bâb

23
1
Eyyûb dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
Bugün dahi şikâyetim isyândır
  eḡerçi âhımdan ziyâde yaram ağır ise de

3
keşki ȯnủ bilsem ve bulsam
  tâ ȯnuŋ mekânına giderdim

4
tertîb üzere huzûrunda hakkımı beyân ėderdim
  ve ağzımı lar ile doldururdum

5
baŋa cevâb ėtdiḡi kelimâtını bilỉrdim
  ve baŋa diyeceḡini aŋlardım

6
kuvvetiŋ çokluğu ile benimle çekişirmi idi
  yok ėderdi

7
doğru olan orada ȯnuŋla ėder
  ben de dâʾimâ hâkimimden halâs olurdum

8
işte öŋe gitsem yokdur
  ve arda gitsem ȯnủ duymam

9
ʿacâʾibler işlediḡi zamân sola gitsem göremem
  sağa gitsem gizlenir göremem

10
yolumuŋ hâlini bilip beni imtihân ėtdiḡi zamân
  altᵼn gibi çıkarım

11
ayaklarım ȯnuŋ izlerine yapışdı
  yolunu gözetdim ve sapmadım

12
dudaklarınıŋ emrinden hîç ayrᵼ gitmedim
  hâcetimden ziyâde ȯnuŋ ağzınıŋ ını sakladım

13
ve o bir tedbîr ėtse ȯnủ kim döndürür
  cânı istediḡini ėder

14
zîrâ baŋa olanı o ėder
  ve niçe buŋa beŋzer şeyler elindedir

15
ȯnuŋ içỉn huzûrunda şaşarım
   ėtsem ȯndan korkarım

16
Taŋrı kalbimi yumşatdı
  ve beni şaşırdı

17
niçỉn karaŋlığı görmedėn olmadım
  ve öŋümden i niçỉn gizlemedi ¤
Yiḡirmi dördüncű bâb

24
1
Niçỉn dėnilemez ki vakitler den dir
  ve ȯnủ bilenler ȯnuŋ günlerini görmezler

2
fâsıklar sınᵼrları geçerler
  sürüyü kaparlar ve güderler

3
öksüzleriŋ eşeḡini sürerler
  duluŋ öküzünü e alırlar

4
dilencileri yoldan döndürürler
  yeriŋ saklanır

5
işte de yâbân eşekleri gibidir
  işte çıkarlar a kalkarlar
  onlara ve oğullarına sahrâdadır

6
onlarıŋ olmayan çayırı biçerler
  ve mazlûmuŋ bâğını bozarlar

7
çıplağı gėcede esvâbsız lar
  ve sovukda örtű yok

8
dağlardan taşan sular ile ıslanırlar
  ve sığınmış olmakdan kayayı rlar

9
öksüzü memeden koparırlar
  ve fakîrden rehn alırlar

10
çıplağı esvâbsız gezdirirler
  ve demet götürenleri aç tutarlar

11
ları arasında yağı sıkanlar
  ve cendereleri basanlar susarlar

12
şehirden âdamlar feryâd ėderler
  ve öldürülmüşleriŋ cânı ėder de onlara günâh saymaz

13
onlar nûra ʿâsîdir
  yollarını bilmezler ve lerinde durmazlar

14
kanlı kişi aydınlıkda kalkıp fakîri ve dilenciyi öldürür
  gėcede ise hırsız olur

15
zinâkârıŋ gözü beni göz görmesin diyẻ âhşâmı gözedir
  ki yüzünü ėde

16
gündüz kendỉye nişânladığı evleri karaŋlıkda kazar
  aydınlığı bilmezler

17
zîrâ sabâh bile onlara ölüm gölgesi gibidir
  bir kimse onları bilse ölüm gölgesinden korkarlar

18
sânki sularıŋ yüzü üzerinde yüzüp çevik kaçarlar
  onlarıŋ hissesi yerde harâmdır
  bağlarıŋ yoluna bakmazlar

19
kuruluk hem kar sularını kapdıkları gibi
  mezâr günâhkârları kapar

20
rûhum onları unudur kurd ȯŋa tatlı gelỉr
  artᵼk aŋılmaya ve fâsık ağac gibi kırıla

21
ve eḡerçi doğurmaz yi cefâ ėderlerse
  ve dula íylik ėtmezlerse

22
ve kendỉ kuvveti ile zorluları çekerlerse
  hem bir kimse üzerine hücum ėdince ol kimseniŋ ı emîn olmazsa

23
yine de Taŋrı onlara dayanacak emînliḡi vėrir
  ve ȯnuŋ gözleri onlarıŋ yolları üzerinedir

24
biraz yücelendiler ȯndan yok oldular
  ve çöküp herkes gibi geçeler hem sünbülüŋ başı gibi kesilirler

25
ve eḡer böyle deḡil ise beni yalancı çıkaracak
  ve sözümü hîçe dönderecek kimdir ¤
Yiḡirmi beşinci bâb

25
1
Bildâd Sûhî dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
Saltanat ve korku ȯnuŋladır
  yüce göklerde selâmet ile işler

3
ʿaskerlerine hisâb var mı
  ve ȯnuŋ nûru kimiŋ üzerine kalkmaz

4
hem âdam Taŋrı ile nice olunur
  ve ʿavratdan doğan nice olabilir

5
işte ay bile Allahıŋ yanında aydınlık vėremez
  yıldızlar da ȯnuŋ huzûrunda tâhir deḡiller

6
kaldı kurd olan âdam
  ve olan ¤
Yiḡirmi altıncı bâb

26
1
Eyyûb dahi cevâb vėrip dėdi ki

2
Ne pek yârdım ėtdiŋ kuvvetsize
  ve zorsuzuŋ sunu kurtardıŋ

3
nâdâna ʿaceb nasîhat ėtdiŋ
  ve hikmeti bildirdiŋ

4
kime lâkırdılar söylediŋ
  ve kimiŋ nefesi senden çıkdı

5
diyeler Taŋrıdan olundular
  ve sularda sâkin olanlar da sularıŋ altında cebl olundular

6
ȯnuŋ öŋünde mezâr çıplakdır
  ve helâke örtü yokdur

7
hâli üzerine şimâli yayar
  yeri hîçiŋ üstünde ėder

8
suları bulutlarında bağlar
  ve onlarıŋ altında lar çatlamaz

9
kürsîniŋ yüzünü çatar
  ve kendỉ buludunu üzerinde yayar

10
sularıŋ yüzünü ile ledi ki
  tâ nûruŋ ve iŋ soŋuna dek duralar

11
ȯnuŋ âzârından gökleriŋ direkleri sarsılıp hayrân kalırlar

12
kendỉ kudretiyle deryâyı yardı
  ve kendỉ zihniyle ȯnuŋ ı urdu

13
kendỉ rûhu ile gökleri bezedi
  onuŋ eli yılanı düzdü

14
işte bunlar ȯnuŋ yollarınıŋ leridir
  ve ȯnuŋ hakkında işitdiḡimiz ne az nesnedir
  ȯnuŋ ceberûtlarınıŋ raʿdını kim idrâk ėdebilir ¤
Yiḡirmi yedinci bâb

27
1
Eyyûb dahi tekrâr kendỉ mesēline dönüp dėdi ki

2
Hakkımı alan nıŋ
  ve cânımı acıtmış ı içỉn

3
ki mâdēmki cânım bende
  ve nıŋ nefesi burnumdadır

4
benim dudaklarım fıskı söylemeyeler
  ve dilim dahi hîleyi ėtmeye

5
hâşâ benden ki ben cân vėrinceye dek sizi eyleyem
  benim imi benden gidermem

6
hakkıma yapışıp koyuvėrmem
  ʿömrümde kalbim beni utandırmaz

7
düşmanım fâsık gibi
  ve üzerime kalkan gibi olsun

8
zîrâ mürâʿîniŋ ümîdi nedir ki tamâm kesip ėtdikden soŋra
  Taŋrı ȯnuŋ cânını koparır

9
üzerine musîbet geldikde
  Taŋrı ȯnuŋ feryâdını diŋlermi

10
ʿAlâ Külli Kâdirden hazz ėder mi
  her vakit Taŋrıya ėder mi

11
Taŋrınıŋ eliniŋ kudretini size öḡredeyim
  ve ʿAlâ Külli Kâdiriŋ ini sizden saklamayam

12
işte siz cümleŋiz gördüŋüz
   niçỉn durmayıp efsâne söylersiŋiz

13
Taŋrı yanında fâsık âdamıŋ payı
  ve ʿAlâ Külli Kâdirden zorbâzlarıŋ alacağı mîrâs budur

14
eḡer oğulları çoğalırlarsa kılıc var
  ve evlâdları den doymayacaklardır

15
kalanları ölüm ile gömüleler
  ve dulları ağlamayalar

16
eḡer gümüşü toprak gibi yığarsa
  ve ı balçık gibi hâzır ėderse

17
hâzırlar gerçi ammâ ȯnủ sâdık gíyine
  ve gümüşü paylaşa

18
evini güve gibi binâ ėder
  ve ı bekçi gibi yapar

19
ola ve nesne götürmeye
  gözlerini aça ve bir şeyʾi bulunmaya

20
şaşkınlıklar ȯŋa sular gibi yetişeler
  ȯnủ gėcede kasırġa kaça

21
şark yeli ȯnủ götürüp gide
  ve ȯnủ kasırġa gibi yerinden depreşdire

22
üzerine Taŋrı belâlar bırağa ve esirgemeye
  ȯnuŋ elinden pekce firâr eyleye

23
elleri ile üzerine çırpa
  ve ȯnuŋ üzerine kendỉ mekânından çala ¤
Yiḡirmi sekizinci bâb

28
1
gümüşe maʿden ve altᵼna ėdecek yer vardır

2
toprakdan demỉr alınır ve taşdan bakır dökülür

3
insân karaŋlığa hadd komuş ve her şeyʾiŋ soŋunu ėder
  karaŋlıkda ve ölümüŋ gölgesinde olan taşları bile

4
ayaklardan unudulmuş ırmaklar taşar çıkdığı
  ve kimseyi yanında sâkin ėtdirmediḡi yerde ki kesilirler
  ve âdamlarıŋ işi ile giderler

5
yer var ki ȯndan çıkar
  ve altında olan âteşe dönderilir

6
ȯnuŋ taşları yâkûtlarıŋ yeridir
  ve toprağı altᵼndır

7
ȯnuŋ yolunu bir kuş bilemedi
  ak babanıŋ gözü ȯnủ görmedi

8
iŋ yavruları ȯŋa basmazlar
  arslan ȯndan geçmedi

9
çakmak taşına elini saldı
  ve dağları kökden devirdi

10
kayaları yarıp leri çıkarır
  ve gözü her kıymetli şeyʾi görür

11
ırmaklarıŋ akındısını menʿ ėder
  ve gizlỉ nesneyi aydınlığa çıkarır

12
ammâ hikmet nerede bulunur
  ve idrâkiŋ yeri dır

13
âdam ȯnuŋ kıymetini bilmez
  ve larıŋ yerinde bulunmaz

14
dir ki bende yokdur
  ve deŋizdedir ki bende deḡildir

15
altᵼn yerine altᵼn vėrilmez
  ve ȯnuŋ kıymetine gümüş tartılmaz

16
altᵼnıyla sı kesilmez
  ne kıymetli yemēnî ile ne yâkût ile

17
ȯŋa altᵼn ve elmâs berâber olmaz
  ne ı ȯnuŋ bedeli olur

18
yanında ve aŋılmaz
  ve hikmet lerden kıymetlirekdir

19
zümürrüdü ȯŋa olamaz
  hâlis altᵼn ile bahâsı biçilmez

20
hikmet nereden gelỉr
  ve idrâkiŋ yeri dır

21
çünki her ıŋ gözlerinde
  ve havânıŋ kuşundan dir

22
ve derler ki
  ȯnuŋ haberini kulaklarımız ile işitdik

23
ammâ ȯnuŋ yolunu ancak Taŋrı aŋlar
  ve ȯnuŋ mekânını o bilỉr

24
zîrâ o yeriŋ tâ kenârlarına dek bakar
  cümle gökleriŋ altını görür

25
yeli vezn ėtdikde
  ve suları ölçűyle tartdıkda

26
yağmura emir
  ve larıŋ şimşeklerine yol ėden kimdir

27
ȯnủ gördü ve ȯnủ saydı
  ȯnủ hâzırladı ve hem teftîş eyledi

28
ve adâma dėdi ki işte Allahıŋ korkusu hikmet odur
  ve kemlikden iʿtirâz ėtmek idrâkdir ¤
Yiḡirmi dokuzuncủ bâb

29
1
Eyyûb dahi tekrâr kendỉ mesēline dönüp dėdi ki

2
Keşki evvelki aylara ve beni sakladığı günlere göre olaydım

3
başım üzerinde çırâğını landırırdı
  ve ben ȯnuŋ nûru ile karaŋlıklarda gezerdim

4
nice ki yiḡitliḡim ında idim
  ki Taŋrınıŋ tedbîrî çâdırımıŋ üzerinde idi

5
ve benim ile idi
  hem oğlanlarım çevrede iken

6
izlerimi yağ ile dığımda
  ve baŋa taşlar zeyt yağını dökdüklerinde

7
şehirden kapᵼdan taşra çıkdığım
  ve çârşᵼda iskemlemi hâzırladığım zamân

8
oğlanlar beni görüp gizlenirlerdi
  ve ihtiyârlar kalkıp dururlardı

9
beḡler sözlerini ėtdirirlerdi
  ve ağızlarına el

10
hâkimleriŋ ağzı olurdu
  ve dili larına yapışırdı

11
diŋleyen kulak ne mutlu baŋa der idi
  ve gören göz baŋa şehâdet ėderdi

12
ki feryâd ėden fakîri
  ve yârdımcısı olmayan öksüzü kurtarırdım

13
helâk olacağıŋ hayr duʿâsı üzerime gelỉrdi
  ve duluŋ kalbini dırdım

14
ı gíyerdim o da beni gíydirirdi
  hüküm baŋa kaftân ve tâc gibi idi

15
ben ya gözler
  ve topala ayaklar idim

16
ya baba idim
  ve bilmediḡim daʿvâyı teftîş ėderdim

17
yaramazıŋ azᵼ dişlerini kırardım
  ve ından

18
ve der idim ki yuvamda ölürüm
  ve günlerimi kum gibi çoğaldayım

19
köküm sulara açılmış idi
  ve dallarımda çiğ konar idi

20
ʿizzetim bende yeŋilenirdi
  ve yayım elimde peklenirdi

21
beni diŋlerdi ve katlanırlardı
  hem nasîhatime sükut ėderler idi

22
sözümden soŋra tekrâr cevâb vėrmezler idi
   kelâmım onlara teʾsîr ėder idi

23
baŋa yağmura katlanır gibi katlanırlardı
  ve sânki geç yağmura ağzını açarlardı

24
gülerdim onlara ve inanmazlardı
  ve yüzümüŋ nûrunu düşürmezler idi

25
yollarını ėtdiḡim zamân başda oturur idim
  pâdişâh ʿasker arasında oturduğu gibi
  hem yaslılara ėder kimesne gibi sâkin olurdum ¤
Otuzuncủ bâb

30
1
Şimdi ise benden küççük yaşlılar üzerime gülerler
  ki babalarını sürümüŋ köpekleri ile komağa ėtmezdim

2
ve onlarıŋ elleriniŋ kuvveti baŋa neye yarar idi
  onlara kocalık zâyiʿ oldu

3
ve sebebiyle yalıŋız idiler
  ye ve karaŋlık hem harâb ve yerlere kaçarlar idi

4
çalılarıŋ yanında devşirirlerdi
  ve ardıç kökünü de ısınmak içỉn

5
aralıkdan kovulurlardı
  üzerlerine hırsız üzerine çıkar gibi çıkarlardı

6
dereleriŋ yarıklarında ve toprağıŋ
  hem taşlarıŋ mağâralarında sâkin olurlardı

7
çalılar arasında kükrerler idi
  dikenler altında olurlar idi

8
hem nâmsız oğulları olup
  yerden idiler

9
şimdi ise onlara ezgiyim
  hem benimle lâkırdılarına sebeb oldum

10
benden ėdip benden ırak oldular
  hem dahi yüzümden tükrüḡü menʿ ėtmediler

11
zîrâ Taŋrı ipimi çözdü ve baŋa cefâ eyledi
  ȯnuŋ içỉn huzûruma ikrâm ėtmeyelim diyẻ oyanı bırakdılar

12
sağımda gencler üzerime kalkarlar
  ayaklarımı itivėrirler
  ve yollarını üzerime yığarlar

13
imi yıkdılar
  onlara yârdımcı yok iken belâma çalışdılar

14
sânki bol gedikden geldiler
   altına yuvarlandılar

15
şaşkınlıklar üzerime döndüler
  rûzigâr gibi cânımı kovarlar ve benim halâsım bulut gibi geçdi

16
hem şimdi cânım üzerime dökülür
  musîbet günleri baŋa yetişdiler

17
gėcede baŋa kemỉklerimi deler
  ve larım râhat ėtmezler

18
zoruŋ çokluğundan esvâbım oldu
  hem beni kaftânımıŋ eteḡi gibi sıkar

19
beni balçığa bırakdı
  ve toza hem küle beŋzer oldum

20
saŋa feryâd ėderim de baŋa cevâb vėrmezsin
  durdum da baŋa olmadıŋ

21
baŋa yavuza döndüŋ
  elleriŋiŋ kuvveti ile baŋa ėtdiŋ

22
beni yele kaldırdıŋ beni ȯŋa bindirdiŋ
  ve her hikmetimi eritdiŋ

23
bilirim ki beni ölüme
  ve her diriye eve döndereceksin

24
nihâyet mezâra el salamaz
  kırġın zamânında içerỉde olanlar çağrışırlarmı

25
zamânıŋ cevrini çeken içỉn ağlamadım mı
   içỉn cânım sıkılmadı mı

26
ammâ ben íylik umar iken kemlik geldi
  ve ziyâya katlanır iken duman geldi

27
bağırsaklarım kaynaşdılar ve sâkit olmadılar
  musîbet günleri baŋa eylediler

28
kara çehreli gezerdim güneşden deḡil
  cemâʿatde kalkdım da dım

29
larıŋ karındaşı
  ve baykuşuŋ yoldaşı oldum

30
üzerimde derim kara oldu
  ve kemỉḡim den oldu

31
tambûrum yasa
  ve erġanûnum ağlayanlarıŋ âvâzına döndü ¤
Otuz birinci bâb

31
1
Gözlerim ile ėtdim idim
   nice kız oğlan kıza bakmış olurdum

2
zîrâ nıŋ yukarᵼdan gönderdiḡi hisse nedir
  ve iŋ yüksekden vėrilen mîrâsı ne

3
fâsık helâk içỉn deḡilmi
  ve fısk işleyenler içỉn ġarîb hâl deḡilmi

4
o yollarımı görmezmi
  ve âdımlarımı saymazmı

5
eḡer yalan ile gezdim ise
  ve ayağım hîleye ivdi ise

6
Taŋrı beni hak mîzân ile vezn eylesin
  ve benim imi bilsin

7
eḡer adımım yoldan sapdı ise
  ve kalbim gözlerime uydu ise
  hem ellerime bir kir yapışdı ise

8
ben ekeyim de ġayrı yesin
  ve lerim kökünden koparılsın

9
eḡer kalbim bir ʿavrata oldu ise
  ve koŋşumuŋ kapᵼsında eyledim ise

10
ʿavratım ġayrı kimseye olunsun
  ve üzerine sâʾir kimesneler eḡilsinler

11
zîrâ dur
  ve hükm ile fasl olunmuş fıskdır

12
çün o bir âteşdir ki beni tâ helâk olunca yakardı
  ve cümle mi kökünden koparırdı

13
eḡer kulum ve câriyem ile benimle daʿvâları olduklarında
  muhâkeme ėtmeden ėtdim ise

14
ya Taŋrı hükme kalkdı ise ne işlerdim
  ve yoklarsa ȯŋa ne cevâb vėrirdim

15
beni karında yapan ȯnủ da yapmadı mı
  bizi rahimde düzen bir deḡil mi

16
eḡer dan murâdını ėtdim ise
  ve duluŋ gözlerine kusûr ėtdim ise

17
hem lokmamı yalıŋız yedim ise
  ve ȯndan öksür dahi yemedi ise

18
ki oğlanlığımdan benimle baba yanında beslenir gibi beslendi
  ve anamıŋ karnından berỉ ȯnủ gözetdim

19
eḡer esvâbsız helâk olacağı
  ve sovukda örtűsüz olanı görüp

20
ȯnuŋ belleri baŋa duʿâ ėtmediler ise
  ve koyunlarımıŋ yapağından ısınmadı ise

21
eḡer kapᵼda imi gördüḡümde
  yetim üzerine elimi kaldırdım ise

22
küreḡim omuzumdan düşsün
  ve kolum balık etimden koparılıp kırılsın

23
zîrâ Taŋrınıŋ kırġınından baŋa korku var idi
  çün ȯnuŋ yüceliḡinden kurtulmağa kâdir deḡilim

24
eḡer altᵼna iʿtimâd ėdip
  hâs altᵼna ımsın dėdim ise

25
eḡer rızkım çok olduğundan
  ve elim lık bulduğundan sevindim ise

26
eḡer güneşe ziyâ ėtdiḡi zamân
  ve aya likde iken bakdım ise

27
ve kalbim gizlỉde aldanıp
  ağzım elimi öpdü ise

28
bu da hükm ile fasl olunmuş günâh olurdu
  zîrâ yukarᵼda Taŋrıyı inkâr ėtmiş olurdum

29
eḡer ınıŋ inden sevine idim
  ve ȯŋa belâ tutundukda cünbüş ėtmiş olaydım

30
ammâ ımı bile günâh ėtmeḡe komadım
  ki ȯnuŋ cânına bed duʿâ isteyem

31
çâdırımıŋ âdamları dėmediler mi
  bir kimse bize ȯnuŋ etinden vėreydi duymazdık

32
ġarîb sokâkda yatmaz idi
  yola kapᵼmı açar idim

33
eḡer sâʾir adamlar gibi günâhlarımı ėdip
  umda hatâmı gizleseydim

34
eḡerçi ben çok i kurmağa kâdir idim ise
  yine de kabîleleriŋ hakîrleri beni korkudurlar idi
  ve sükut ėdip kapᵼmdan çıkmaz idim

35
keşki beni bir diŋler olaydı
  işte ârzûm budur ki
  ʿAlâ Külli Kâdir baŋa cevâb vėre
  tâ daʿvâcım olan kimesne baŋa bir kitâbı vėre

36
yok olayım eḡer ȯnủ omuzumda taşımazsam
  ȯnủ tâc yerine bağlamazsam

37
ȯŋa adımlarımıŋ hisâbını söylerdim
  ve beḡ yanına varıldığı gibi ȯŋa yaklaşırdım

38
eḡer yerim üzerime feryâd ėderse
  ve ȯnuŋ leri bile ağlarlarsa

39
eḡer mahsûlâtını akçesiz yedim ise
  ya sâhibleriniŋ cânlarını incitdim ise

40
baŋa buğday yerine diken
  ve arpa yerine delỉce otu bitsin
  Eyyûbûŋ sözleri tamâm oldu ¤
Otuz ikinci bâb

32
1
bu üç âdamlar Eyyûbe cevâb vėrmekden olunca çün o kendỉyi sâdık görürdü

2
Râm kabîlesinden Bûzî Bârâhēliŋ oğlu Elyahû Eyyûbe ġazablandı • kendỉyi Taŋrıdan ziyâde tasdîk ėtdiḡi için ȯŋa gazab{n}âk oldu

3
hem ȯnuŋ üç dostlarınıŋ da ġazabı tutuşdu cevâb bulmayıp Eyyûbü ėdemedikleri içỉn

4
ve Elyahû Eyyûb söyleyinceye dek katlandı zîrâ o hem dostları yaşlarında ȯndan koca idiler

5
ȯndan Elyahû görüp ki ol üç âdamlarıŋ ağzında cevâb yok idi ġazabı tutuşdu

6
ve Bûzî Bârâhēliŋ oğlu Elyahû söylemeḡe başlayıp dėdi ki
  Ben başda siz ise ihtiyârsıŋız
  ȯnuŋ içỉn korkdum
  ve benim zannımı size deyivėrmeḡe eyledim

7
ʿömür görmüş söyleye
  ve çok yaşlı hikmeti eyleye der idim

8
hakkâ ki insânda rûh var
  ammâ ʿAla Küllî Kâdiriŋ u onlara eyler

9
ler ʿâlim deḡiller
  ve kocalar dâʾimâ hikmeti aŋlamazlar

10
ȯnuŋ içỉn dėdim ki diŋle beni
  ben dahi bildiḡimi söyleyeyim

11
işte sözleriŋize katlandım
  ifhâmıŋıza kulak urdum tâ sözleriŋizi teftîş ėdinceye dek

12
ve sizi ėtdim de işte Eyyûbü ėden
  ve ȯnuŋ sözlerine cevâb vėren yok

13
dėmeyesiz ki hikmeti bulduk
  Taŋrı ȯnủ ėtsin âdam ėtmesin

14
Eyyûb baŋa karşᵼ söylemedi
  ben de ȯŋa sözleriŋiz ile cevâb vėrmeyem

15
şaşdılar artᵼk cevâb vėremediler
  sözleri kendỉlerinden kaldırdılar

16
katlandım ammâ çünki söylemediler
   durup artᵼk cevâb vėrmezler

17
ben dahi mikdârımca cevâb ėdeyim
  hem reʾyimi deyivėreyim

18
zîrâ sözler ile doluyum
  ve karnımıŋ rûhu beni sıkar

19
işte karnım soluksuz şarâb gibi
  ki yeŋi tulumları çatlar

20
söyleyeyim ki baŋa olsun
  dudaklarımı açayım ve cevâb vėreyim

21
bir âdamıŋ hâtırını gözetmeyem
  ve bir âdama ile söylemeyem

22
zîrâ kinâye ile söylemeḡe bilmem
  yohsa beni yapan beni helâk ėderdi ¤
Otuz üçüncű bâb

33
1
ya Eyyûb gel benim lâkırdımı diŋle
  ve cümle benim sözlerimi eyle

2
işte şimdi ağzımı açarım
  ımıŋ dili ile söylesem gerek

3
kelimâtım kalbimiŋ doğruluğuna göredir
  ve dudaklarım pâk ʿilmi söyleyeler

4
beni yapdı
  ve u beni eyledi

5
eḡer iseŋ baŋa cevâb vėr
  beni karşᵼlayıp dur

6
işte ben seniŋ ağzıŋa göre Taŋrı içỉn söyleyeyim
  ben dahi balçıkdan bir yım

7
işte benim korkum seni şaşırmaz
  ve benim elim üzeriŋe ağır olmaz

8
tahkîk kulağıma söylediŋ
  ve sözleriŋiŋ âvâzını eyledim

9
ben temîzim günâhsız pâkim ben
  ve bende yaramazlık yokdur

10
işte üzerime ler bulur
  beni kendỉne düşman sayar

11
ayaklarımı bukağᵼya
   lerimi gözedir

12
işte bu nesnede sâdık deḡilsin
  saŋa cevâb vėreyim zîrâ âdamdan büyükdür

13
niçỉn ȯŋa karşᵼ çekişdiŋ
  ki her sözlere cevâb ėtmez

14
gerçi aŋlamayana Taŋrı bir ya iki söyler

15
düşde gėce rüʾyâsında âdamlar üzerine uykular düşdükde
  döşek üzerinde uyuklamalarında

16
o zamân âdamlarıŋ kulağını açar
  ve onlarıŋ ini eyler

17
âdamı ʿamelden gidermek
  ve âdamdan ġurûru gizlemek içỉn

18
cânını mezârdan menʿ ėtmek içỉn
  hem ʿömrünü ki kılıcdan geçmeye

19
ammâ döşeḡi üzerinde ağrı ile
  ve kemỉkleriniŋ çoğu da pek elem ile olunur

20
ve ȯnuŋ ʿömrü ȯnủ den
  ve cânını dan ėtdirir

21
eti eksilir ki görünmez
  ve görünmeyen kemỉkler taşraya çıkar

22
ve cânı mezâra hem ʿömrü ölümlü derdlere yaklaşır

23
bir haberci ve biŋden birini beyân ėtmeyeniŋ yanında olursa
  ki ȯnuŋ doğruluğunu âdama söyleye

24
Taŋrı ȯŋa rahmet eyleyip diye ki ȯnủ mezâra eyle ki inmesin
  ben ȯnuŋ ini buldum

25
ȯnuŋ eti gencliḡinden ziyâde tâze olur
  yiḡitliḡiniŋ günlerine döne

26
Taŋrıya yalvara da ȯndan râzı ola
  ve ȯnuŋ yüzünü ile göre
  hem âdama kendỉ hakkını edâ eyleye

27
ȯndan o âdamlara bakıp diye ki hatâ ėtdim
  ve doğruyu ėtdim de baŋa yaramadı

28
Taŋrı cânımı iftidâ eyleye ki mezâra geçmeye
  ve ʿömrüm nûru göre

29
işte Taŋrı cümle bunları âdam ile iki üç kerre ėder

30
cânını mezârdan döndermek içỉn
  ki larıŋ nûruyla ola

31
diŋle Eyyûb işit beni
  sus da ben söyleyeyim

32
sözüŋ var ise baŋa cevâb vėr
  söyle ki murâdım seni ėtmekdir

33
yohsa sen beni diŋle
  sus da saŋa hikmeti öḡredeyim ¤
Otuz dördüncű bâb

34
1
Hem Elyahû cevâb söyleyip dėdi ki

2
Ey ʿâlimler sözlerimi diŋleyiŋ
  ve ėy ler beni eyleyiŋ

3
zîrâ kulak sözleri deḡer
   ı tatdığı gibi

4
hükmü ėdelim
  aramızda hayr nedir bilelim

5
çün Eyyûb ben sâdıkım
  ve Taŋrı baŋa hakkımı giderdi dėdi

6
hakkıma yalan söyleyeyim mi
  ok

7
Eyyûb gibi âdam kim var
  ki yı su gibi içe

8
ve fesâd işleyenleriŋ yoldaşlığı ile yürüyüp
  fâsık âdamlar ile geze

9
çün dėdi ki Taŋrı ile ėtmekden âdama fâʾide yok

10
imdi ʿakıl sâhibleri beni diŋleyiŋ
  hâşâ Taŋrıda zulüm ve de fesâd ola

11
ki âdamıŋ fiʿline göre ȯŋa edâ ėder
  ve herkese yoluna göre böldürür

12
hem hakîkatde Taŋrı hîç zulm ėtmez
  ve ʿAlâ Külli Kâdir hükmü bozmaz

13
yeri ȯŋa kim ısmarlamış
  ve ȯŋa büsbütün dünyâyı kim eyledi

14
eḡer âdama olaydı
  hem rûhunu hem nefsini yanına devşirirdi

15
hem her beşer olurdu
  ve âdam toprağa dönerdi

16
ıŋ var ise diŋle bunủ
  kelimâtımıŋ âvâzını istimâʿ eyle

17
hükme ėden kimesne sultân olur mu
  ve ziyâdesiyle ʿâdıl olanı zâlim ėdebilirmisin

18
pâdişâha zâlim ve beḡlerbeḡilere fâsık dėnir mi

19
ki beḡleriŋ hâtırını gözetmeyene
  ve fakîriŋ öŋünde mâldâr bilinmez
  zîrâ onlar cümlesi elleriniŋ ʿamelidir

20
bir ân içinde ölürler
  ve nda kavim olup geçerler
  ve zahmet çekmeden beḡ kaldırılır

21
zîrâ ȯnuŋ gözleri âdamıŋ yolları üzerinedir
  ve o cümle âdımlarını görür

22
karaŋlık ve ölüm gölgesi yokdur ki
  yaramazlık ėdenler orada gizleneler

23
zîrâ Taŋrı bir âdamı gözetmez
  Taŋrıya hükm içỉn geldiḡi zamân

24
cebbârları hisâbsız kırar
  ve onlarıŋ yerine ġayrıları nasb ėder

25
ȯnuŋ içỉn ʿamellerini bilmekle
  bir gėce dönünce kırılırlar

26
onları fâsıkları gibi çok seyircileriŋ yerinde urur

27
çün dönüp ardından ayrıldılar
  ve cümle yollarını aŋlamadılar

28
ki fakîriŋ feryâdını kendỉye yetişdirip
  iŋ fiġânını istimâʿ eyleye

29
zîrâ o râhat vėrirse râhatı kim bozar
  yüzünü saklarsa ȯŋa kim bakabilir
  ister kavim ister bir âdam bile olsun

30
mürâʾî âdam pâdişâhlık ėtmeye
  ve kavim kemendlerden kurtula

31
tahkîk Taŋrıya ki bağışlarım ve bozmayam der
   ėtmek gerek idiŋ

32
görmediḡimden ġayrıyı baŋa öḡret
  eḡer yaramızlık ėtdim ise artᵼk ėtmeyem

33
bu duʿâ senden çıkdı mı ȯnủ saŋa ėda eyleye zîrâ nefret eylediŋ
  ve olur mu eylediŋ ammâ ben ėtmedim
   her ne bilỉrseŋ söyle

34
ʿakıl sâhibleri benim ile olalar
  ve baŋa uya

35
Eyyûb söylemez
  ve ȯnuŋ sözleri idrâk ile deḡil

36
murâdım bu ki Eyyûb dâʾimâ imtihân oluna
  fâsık âdamlar cevâblarına göre cevâblar ėtdiḡi içỉn

37
zîrâ günâhına fıskı katıp aramızda ėdecek
  ve Taŋrı üzerine sözlerini çoğaldacakdır ¤
Otuz beşinci bâb

35
1
Hem Elyahû cevâb söyleyip dėdi ki

2
Bunủ hak mı sandıŋ ki Taŋrıdan ım dėdiŋ

3
saŋa ne fâʾide olur dersiŋ
  günâhı terk ėtsem ziyâde ne olayım

4
ben saŋa ve seniŋle olan yoldaşlarıŋa cevâb vėreyim

5
göḡe bak ve gör
  hem bulutlara nazar eyle ki ne kadar senden yücelerdir

6
eḡer günâh ėderseŋ ȯŋa ne işlerseŋ gerek
  ve ʿisyânlarıŋ çoğalırsa ȯŋa ne ėtseŋ gerek

7
sâdık olsaŋ ȯŋa ne vėrirsin
  ya seniŋ eliŋden neŋi alır

8
ancak yaramazlığıŋ seniŋ gibi âdama
  ve ıŋ âdam oğluna fâʾỉdelidir

9
mazlûmlar ʿazîm zulümden feryâd ėderler
  ve cebbârlarıŋ bâzûsu içỉn fiġân ėderler

10
kimse dėmez ki beni yapan m
  ki gėcede lara sebeb vėrir

11
ol ki bizi yeriŋ hayvânlarından ziyâde öḡredir
  ve bize havâ kuşlarından artᵼk taʿlîm ėder

12
o zamân leriŋ lüḡü içỉn feryâd ėderler de ėtmez

13
tahkîk Taŋrı bâtıllığı isticâb ėtmez
  ve ȯŋa nazar ėtmez

14
kaldı seni ki ȯŋa bakmazsın dersin isticâb eyleye
  kendỉŋe huzûrunda hükm eyle de ȯŋa katlan

15
şimdi ȯnuŋ saŋa uğrayan ġazabı hîç gibidir
  zîrâ o günâhlarıŋıŋ ini bilmek istemedi

16
imdi Eyyûb ağzını açar
  ve bilmeksizin lâkırdıları çoğaldır ¤
Otuz altıncı bâb

36
1
Ve dahi Elyahû tekrâr dėdi ki

2
Baŋa dahi biraz katlan da saŋa deyivėreyim
  zîrâ dahi içỉn sözler var

3
maʿrifetimi uzakdan alayım
  ve beni yapanı tasdîk ėdeyim

4
çün sözlerim yalan deḡil
  seniŋ yanıŋda tamâm sâhibi olayım

5
işte Taŋrı kavîdir kimseyi redd ėtmez
  ʿilmiŋ kuvveti ile kavîdir

6
fâsıkı yaşatmaz
  ve ya hakkı vėrir

7
sâdıkdan gözlerini menʿ ėtmez
  onları ebeden pâdişâhlar ile tahtda da li olurlar

8
ve eḡer bukağᵼlarda esîrler ise
  ve ıŋ iplerine tutulurlar ise

9
o zamân onlara işlerini
  ve ʿisyânlarınıŋ artdığını bildirir

10
onlarıŋ kulağını teʾdîbe açar
  hem söyler ki fıskdan ėdeler

11
eḡer diŋleyip ʿibâdet ėderler ise günlerini hayırda
  ve senelerini sefâlarda geçỉreler

12
ve diŋlemezler ise kılıcdan geçeler
  ve maʿrifet eksikliḡinden öleler

13
ammâ mürâʾî kalbliler hiddeti katarlar
  ve onları esîr ėtdiḡinden feryâd ėtmezler

14
onlarıŋ cânı genclikde
  ve ʿömürü lar arasında ola

15
fakîri ise kendỉ fakrından kurtara
  ve müzâyakada onlarıŋ kulağını aça

16
ve hem seni de müzâyakadan i olmayan a kaldırırdı
  ve sofraŋıŋ huzûrunda semîz ile dolu olurdu

17
ammâ fâsık olan hükme yetişdiŋ
  hüküm ve ʿadâlete tutulduŋ

18
zîrâ ġazaba geldi
  sakın seni kötekle kaldırmasın
  ve fidye çokluğu seni kurtarmaya

19
seniŋ mâlıŋa mı ėder
  ne altᵼna ne cümle iktidârıŋ kuvvetine iʿtibâr ėder

20
ol gėce içỉn ki kavimler kendỉ yerinde kırılır
  ġam ve çekme

21
sakın bâtıllığıŋa bakma
  ki bunủ ıdan dır diyẻ ėdesiŋ

22
işte Taŋrı ȯnủ kendỉ kuvveti ile li ėder
  ȯnuŋ gibi kimdir

23
yolunu ȯŋa kim ısmarladı
  ve ȯŋa kim diyebilir ki fesâd eylediŋ

24
hâzırıŋda olsun ki ȯnuŋ fiʿllerine ėdesin
  çün âdamlar onları ėderler

25
ki her âdam onları görür
  ve her insân uzakdan seyr ėder

26
işte Allah dir ve biz bilmeziz
  ve seneleriniŋ hisâbı dir

27
zîrâ sularıŋ damlalarını eksildir
  ve bulutlarına yağmuru dökdürür

28
ki bulutlardan damlarlar
  ve âdamlar üzerine bolca ėderler

29
bundan bir kimse bulutlarıŋ yayılmasını
  ve çâdırınıŋ gürüldűsünü aŋlar mı

30
işte ȯnuŋ içỉn nûru yayar
  ve deŋiziŋ köklerini örter

31
zîrâ kavimlere onlar ile hükm ėder
  ve taʿâm vėrir

32
nûru elleri ile örter
  ve ȯŋa uğrayacağını ısmarlar

33
ȯŋa murâdını beyân ėder
  sürű üzerine ya tahıl üzerine mi düşecekdir ¤
Otuz yedinci bâb

37
1
Buŋa da yüreḡim ditreyip yerinden sıçrar

2
ȯnuŋ korkulu âvâzını
  ve ağzından çıkan sözünü diŋleyiŋ

3
ȯnủ cümle gökler altında
  ve kendỉ nûrunu yeriŋ nihâyeti üzerine doğruldur

4
ȯndan soŋra sedâ ile kükrer ve yüceliḡiniŋ âvâzı ile ėder
  hem savtı işidildiḡi gibi onları ėtmez

5
Taŋrı Teʿâlâ kendỉ âvâzı ile ʿaceb gürüldür
  ʿazametler eyler de biz aŋlamazız

6
zîrâ kara ve ince yağmura
  hem iri yağmura yere ol der

7
o her âdamı evde kapar
  kendỉniŋ işçilerini bilmek içỉn

8
ve cânavar dahi gizlỉliḡine girip
  kendỉ inlerinde sâkin olur

9
cenûbdan sağanak ve şimâlden sovuk gelỉr

10
Taŋrı Teʿâlânıŋ nefesinden doŋ gelỉr
  ve sularıŋ bolluğu olur

11
hem içỉn buludu
  ve kendỉ nûruyla ları dağıdır

12
ve onlar ėderler
  işlenecek ve dünyânıŋ yeri yüzünde emr olunmuş işine göre

13
ȯnủ ya içỉn ya kendỉ yeri içỉn
  ya ihsânı içỉn a getỉrir

14
diŋle bunủ ėy Eyyûb
  dur ve nıŋ ʿacâʾiblerini eyle

15
bilirmisin onları ne şekil kullanır
  ve nice ki buludundan nûru dırır

16
buluduŋ ü
  ve kâmil maʿrifetliniŋ ʿacâʾîblerini bilỉrmisin

17
nice ki esvâbıŋ ısınırsa
  yerde cenûbu sâkin

18
dökülmüş gibi
  pek olan gökleri ȯnuŋ ile yaydıŋ mı

19
ȯŋa ne diyelim bize bildir
  çün zülmetler ucundan sözü hâzır ėtmeziz

20
söylersem ȯŋa deyivėrilirmi
  bir kimse söylese tahkîk telef olurdu

21
şimdi bile göklerde olan nûra bakmazlar
  çün geçen rûzigâr onları temîzledi

22
ve altᵼnlı nûr şimâlden gelỉr
   Taŋrı Teʿâlâ her tarafdan heybetli ve dir

23
bulamadığımız iŋ kudreti
  ve hükmü ve ʿadâletiniŋ çokluğu ʿazîmdir ėtmez

24
ȯnuŋ içỉn adâmlar ȯndan korkalar
  cümle ʿakıl sâhibleri ȯnủ görmeḡe kâdir deḡiller ¤
Otus sekizinci bâb

38
1
Ȯndan soŋra Eyyûbe kendỉ kasırġası ile söyleyip dėdi ki

2
Kimdir bu ki maʿrifetsiz kelâm ile nasîhati ėder

3
şimdi er gibi belleriŋi kuşan
  saŋa sorayım da baŋa iʿlâm eyle

4
ben yeri temelledikde nerede idiŋ
  idrâkiŋ var ise beyân eyle

5
ȯnuŋ ölçűlerini kim dizdi bilỉrseŋ eḡer
  ya üzerine hattı kim çekmişdir

6
ȯnuŋ leri neniŋ üzerine olundu
  ya köşe taşını kim kodu

7
sabâh yıldızları dıkda
  ve Taŋrınıŋ cümle melekleri alkış ėtdikde

8
ve deryâ rahimden çıkarılıp çıkdığında
  kapᵼlar ile kim kapadı

9
ını bulut ve dumanı kundak içỉn koduğumda

10
ve üzerine ımı sâbit ėtdim
  hem ȯŋa lar ve kapᵼlar takdım

11
ve dėdim ki tâ buraya dek gelesin artᵼğa geçmeyesin
  hem iŋ ġurûrunu bunda alıkoyasın

12
hîç ʿömrüŋde sabâhâ emr ėtdiŋ mi
  sehere yerini gösterdiŋmi

13
yeriŋ nihâyetlerini kaplamak içỉn
  ki fâsıklar ȯndan sıvışalar

14
ve yeri gibi ėtmek içỉn
  ki libâs gibi dura

15
ve onlarıŋ ziyâsı fâsıklardan menʿ olunmak içỉn
  hem yüce kol kırılmak içỉn

16
deryânıŋ deriŋliḡine girdiŋ mi
  ve ıŋ dibinde gezdiŋ mi

17
mevtiŋ kapᵼları saŋa açıldı mı
  ve ölüm gölgesiniŋ bâblarını gördüŋ mü

18
yeriŋ ına idrâkiŋ yetişdi mi
  hepisini bilỉrseŋ deyivėr

19
nûr sâkin olduğu yol dır
  ve karaŋlığıŋ ı nerededir

20
ki ȯnủ alıp kendỉ sınᵼrına getỉresin
  ve ȯnuŋ eviniŋ yollarını aŋlayasın

21
bilỉrsin o zamân doğduŋ
  ve günleriŋiŋ hisâbı çokdur

22
karıŋ lerine girdiŋmi
  ve dolunuŋ hazînelerini gördüŋmü

23
ki ȯnủ sıklet zamânı
  ve cenk ve günü içỉn sakladım

24
nûr olunduğu yol nerededir
  ve yer üzerine şark yeli nereden yayılır

25
taşkınlığa su yollarını
  ve yıldırımıŋ şimşeklerine yolu kim taksîm eyledi

26
âdam olmadığı yere
  ve bir kimse olmadığı ye yağdırmak içỉn

27
harâb ve yeri doyurmak içỉn
  ve filisiŋ ini filislendirmek içỉn

28
yağmuruŋ babası var mı
  ya çiḡiŋ lerini kim doğurtdu

29
buz kimiŋ karnından çıkar
  ve göḡüŋ kırağısını kim doğurtdu

30
sular saklanıp taş gibi olurlar
  ve ıŋ yüzü olur

31
Ülkeriŋ niʿmetlerini bağlayabilirmisin
  ya nıŋ lerini çözermisin

32
kendỉ vaktinde burcları ėdermisin
  ve i oğullarıyla götürebilirmisin

33
gökleriŋ larını bilỉrmisin
  ȯnuŋ saltanatını yerde kurarmısın

34
seni sularıŋ çokluğu örtsün diyẻ
  buluda âvâzıŋı kaldırabilirmisin

35
yıldırımlarını gönderebilirmisin
  ki varıp saŋa işte biz hâzırız diyeler

36
âdamıŋ una hikmeti kim kodu
  ya ʿakla ı kim vėrmişdir

37
gökleri hikmet ile kim saydı
  ve havâdan döküleni kim dikdirir

38
toz ezilip dökülür
  ve kesekler birbirine yapışır

39
(39:1) Hîç arslana ını avlarmısın
  ve arslancıklarıŋ ını doyururmusun

40
(39:2) inlerinde siŋdiḡi ve pusủ ėdip
  mağâralarında yatdığı zamân

41
(39:3) karġaya ġıdâsını kim hâzırlar
  yavruları Taŋrıya çığrışıp
  yeyeceḡi olmadığından dolaşdığı zamân ¤
Otuz dokuzuncủ bâb
(Osm metindeki 39:1-3 için 38:39-41'e bakınız)

39
1
(4) Dağ keçileriniŋ doğurduğu zamânı bilỉrmisin
  ve geyikleriŋ yavruladığını gözetdiŋ mi

2
(5) tamâm gebeliḡiniŋ aylarını saydıŋ mı
  ve doğurdukları vakti bilỉrmisin

3
(6) eḡilirler ėderler
  ağrılarını yeyinledirler

4
(7) yavruları olup büyürler
  taşra çıkarlar ve artᵼk onlara dönmezler

5
(8) yâbân eşeḡini kim salıvėrdi
  ve vahşî ıŋ bendlerini kim çözdü

6
(9) ki ȯŋa beriyyede ev
  ve tuzlalarda mesken kodum

7
(10) şehirleriŋ lerine güler
  niŋ şamâtalarını işitmez

8
(11) araşdırdığı dağlar ȯnuŋ otlağıdır
  ve her yeşili yoklar

9
(12) gergedân saŋa hizmet ėtmek istermi
  seniŋ yemliḡiŋiŋ yanında gėcelermi

10
(13) gergedânı ipi ile bağlayabilirmisin
  seniŋ ardıŋdan dereleri sürüklermi

11
(14) kuvveti büyükdür diyẻ ȯŋa iʿtikâd ėdermisin
  ve ȯŋa işiŋi ısmarlarmısın

12
(15) ȯŋa inanırmısın ki saŋa tohmuŋuŋ mahsûlünü gerỉ vėre
  ve ȯnủ hirmeniŋe düşüre

13
(16) tâvûs kuşunuŋ nâzik kanadları
  ve deve kuşunuŋ yeleḡi ve tüyü sendenmidir

14
(17) ki larını yere bırağır
  ve onları toprak üzerinde ısıdır

15
(18) ve unudur ki ayak onları basa
  ve sahrânıŋ hayvânı onları çíḡneye

16
(19) yavrularına merhamet ėtmez sânki ȯnuŋ deḡiller
  zahmeti olup dır

17
(20) zîrâ ȯŋa hikmeti unutdurdu
  ve ȯŋa idrâkdan hisse vėrmedi

18
(21) yükseḡe kalkdığı zamân ata
  ve ȯŋa binene güler

19
(22) ata kuvvet sen mi vėrdiŋ
  ȯnuŋ boğazını kişnemek ile sen mi bezediŋ

20
(23) ȯnủ çekirgeyi gibi korkudabilirmisin
  ȯnuŋ ʿazametli i heybetdir

21
(24) de ėder
  kuvvetde coşar
  silâh karşᵼsına çıkar

22
(25) korkuya güler de ürkmez
  ve kılıc yüzünden dönmez

23
(26) üzerinde tîrkeş ve yalabık
  mızrâk hem rlar

24
(27) hücum ve darġınlıkda yeri yutar
  ve inanmaz ki borủ sedâsıdır

25
(28) borủ çalındıkca hiy hiy der
  ırakdan cengî beḡleriŋ hareketini hem ını kokular

26
(29) doğan seniŋ idrâkiŋle mi uçup
  kanâdlarını cenûba açar

27
(30) kartal seniŋ ağzıŋıŋ emri ile mi kalkınır
  ve yuvasını yüce yerlerde yapar

28
(31) kayada kayanıŋ eteḡinde
  ve yanaşılmaz yerde konup sâkin olur

29
(32) oradan yeyeceḡi araştırır
  ȯnuŋ gözleri ırakdan gözedir

30
(33) ȯnuŋ yavruları kan sorarlar
  ve leş kanda ise onlarda onda
  {Osm metindeki 39:34-38 için 40:1-5'e bakınız}
Kırkıncı bâb

40
1
(39:34) Ve dahi Eyyûbe cevâb söyleyip dėdi ki

2
(39:35) ile çekişeni teʾdîb ėder mi
  kim ki Taŋrı ile ėderse buŋa cevâb vėrsin

3
(39:36) o zamân Eyyûb Allah Teʿâlâya cevâb vėrip dėdi ki

4
(39:37) işte ben hakîrim
  saŋa ne cevâb vėreyim
  ağzıma elimi koyup sükut ėderim

5
(39:38) bir söyledim bir dahi söylemeyem
  belki iki ammâ ziyâde ėtmeyem ¤

6
(1) Ve Allah Teʿâlâ kasırġâdan ol Eyyûbe cevâb vėrip dėdi ki

7
(2) Şimdi er gibi belleriŋi kuşan
  saŋa sorayım da baŋa eyle

8
(3) benim hükmümü fesh ėdebilirmisin
  ve sen sâdık olasın diyẻ beni ėdermisin

9
(4) Taŋrınıŋ su gibi bâzûŋ var mı
  ve ȯnuŋ gibi âvâzıyla gülebilirmisin

10
(5) imdi hâlen ile donan
  ve ve şöhret ile ol

11
(6) ġazabıŋıŋ hiddetini eyle
  ve her mağrûra bak da ȯnủ alçakla

12
(7) her e bak da ȯnủ çökdür
  ve fâsıkları kendỉ yerinde eyle

13
(8) onları toprakda gizlet
  yüzlerini yerlerde de haps eyle

14
(9) ben de saŋa olayım
  ki sağ eliŋ seni kurtarır

15
(10) işte seni gibi yapdığım fîl
  sığır öküz gibi ot yer

16
(11) işte ȯnuŋ kuvveti bellerinde
  ve zoru karnınıŋ göbeklerindedir

17
(12) kuyruğunu ağacı gibi salındırır
  larınıŋ siŋirleri sarmaşıklıdır

18
(13) kemỉkleri bakır ları
  ve ları demỉr pâreleri gibidir

19
(14) Taŋrınıŋ ʿamellerinden baş odur
  ȯnủ yapan ȯŋa kılıcını yapışdırır

20
(15) dağlardan ȯŋa ot yetişilir
  ki sahrânıŋ cümle hayvânları ȯnda oynarlar

21
(16) gölgeli ağaclar altında
  kamış ve bataklarıŋ gizlỉ yerlinde yatır

22
(17) gölgeli ağaclar ȯnủ kendỉ gölgesi ile örterler
  seylleriŋ söḡüd ağacları ȯnủ çevirirler

23
(18) işte o ırmağı ėder ki tîz gitmeye
  iʿtikâd ėder ki i ağzına çeke

24
(19) ȯnủ göze göre kimse tutar mı
  kemendler komak içỉn burnủnu delebilir mi
  {Osm metindeki 40:20-28 için 41:1-9'e bakınız}
Kırk birinci bâb

41
1
(40:20) ı dili altına batdırdığıŋ olta ile
  ve sicim ile çıkarabilirmisin

2
(40:21) burnuna çengeli koyup
  çeŋesini diken ile delebilirmisin

3
(40:22) saŋa niyâzı çok ėdermi
  saŋa yavaşlıklar söylermi

4
(40:23) seniŋle kesermi ki
  ȯnủ ebedî kul olsun diyẻ alasın

5
(40:24) kuş ile oynar gibi ȯnuŋla oynayıp
  ȯnủ kızlarıŋ içỉn bağlayabilirmisin

6
(40:25) yoldaşlar ȯndan ötürű ziyâfet ėdip
  lar arasında ȯnủ paylaşdırabilirmisin

7
(40:26) ȯnuŋ derisini kancalar
  ve başını balıkcı larıyla doldurabilirmisin

8
(40:27) gel üzerine eliŋi ko
  artᵼk cengi aŋmayasın

9
(40:28) işte almayasıŋ ümîdi yalancılıkdır
  görüşde bile insân yıkılır ¤

10
(1) Öyle li yokdur ki ȯnủ uyandıra
  ya öŋümde duracak kimdir

11
(2) baŋa kim hibe ile eyledi ki ben ȯŋa edâ ėdeyim
  gök altında ne varise benimdir

12
(3) ȯnuŋ larını ve kuvvet hâlini
  hem iniŋ güzelliḡini söylemeyince olmam

13
(4) ȯnuŋ yüzünüŋ ını kim açar
  iki kat ile ȯŋa kim gelebilir

14
(5) ağzınıŋ kapᵼlarını kim açar
  dişleriniŋ çevrelerinde korku var

15
(6) pek kalkanları nesnedir
  her biri dar mühür ile kapalıdır

16
(7) birbirine yapışır da aralarına yel giremez

17
(8) birbirine katışık olup
  yapışıklardır ki ayrılmazlar

18
(9) aksırışları nûru ziyâlandırır
  ve gözleri seheriŋ kirpiklerine beŋzer

19
(10) ağzından yanar çıralar gider
  âteş kığılcımları çıkar

20
(11) burun deliklerinden kaynar çömlekden
  ya dan çıkar gibi tütün çıkar

21
(12) nefesi korları tutuşdurur
  ve ağzından ʿalev çıkar

22
(13) kuvvet boynunda konar
  ve kasâvet ȯnuŋ öŋünde takla kılar

23
(14) etiniŋ ları bitişikdir
  iç eti pekdir deprenmez

24
(15) yüreḡi taş gibi pekdir
  ve deḡirmeniŋ alt taşı gibi dür

25
(16) ȯnuŋ kalkışından ler korkarlar
  ȯnuŋ kırġınından mevte hâzırlanıp günâhdan arınırlar

26
(17) ȯŋa yetişen kılıc
  mızrâk ve dayanmaz

27
(18) demỉri saman yerine
  ve ı çürük ağac yerine sayar

28
(19) yayıŋ oku ȯnủ kaçırmaz
  sapan taşları ȯŋa aŋıza dönerler

29
(20) taşları aŋız yerine sayılırlar
  mızrâğıŋ ine güler

30
(21) altında keskin saksı pâreleri var
  kendỉye balçıkda keskin şeyleri döşedir

31
(22) deriŋ deŋizi çömlek gibi kaynadır
  deryâyı maʿcûncunuŋ ına dönderir

32
(23) kendỉniŋ ardınca yolu dır
  sânki e dönmüş

33
(24) toprak üzerinde ȯnuŋ i yokdur
  ki korkusuz yapılmış ola

34
(25) her yüceyi hor görür
  cümle üzerine pâdişâhdır ¤
Kırk ikinci bâb

42
1
Ȯndan Eyyûb Allah Teʿâlâya cevâb vėrip dėdi ki

2
Bilirim ki her şeyʾe kâdirsin
  ve kasd ėtdiḡiŋ şey menʿ olunmaz

3
kimdir bu ki nâdânlık ile yi ėder
  ȯnuŋ içỉn söyler idim ammâ aŋlamazdım
  benden idiler de bilmez idim

4
diŋle ve söyleyeyim
  saŋa sorayım da baŋa iʿlâm eyle

5
kulağımla seni işidirdim
  ammâ şimdi gözüm seni gördü

6
ȯnuŋ içỉn söylediḡimi inkâr ėderim
  ve tozda hem kül üzerinde çekerim

7
ve oldu ki Allah Teʿâlâ bu sözleri Eyyûbe söyledikden soŋra Allah Teʿâlâ Elîfâz Temânîye dėdi ki üzeriŋe ve iki yoldaşlarıŋ üzerine ġazabım oldu ki benim hakkıma kulum Eyyûb gibi doğru söylemediŋiz

8
şimdi kendỉleriŋize yedi buzağı ve yedi koçu alıŋ da kulum Eyyûbe varıŋ ve kendỉŋiz içỉn kurbân eyleyiŋ hem kulum Eyyûb siziŋ içỉn duʿâ eyleye ki ȯnuŋ duʿâsını kabûl ėdip size ėtmem çün benim hakkıma kulum Eyyûb gibi doğru söylemediŋiz

9
bu kez Elîfâz Temânî ve Bildâd Sûhî ve Sofar Naʿamâtî varıp Allah Teʿâlâ onlara söylediḡi gibi ėtdiler • Allah Teʿâlâ dahi Eyyûbüŋ duʿâsını kabûl eyledi

10
ȯndan Allah Teʿâlâ Eyyûbüŋ alınmışını gerỉ vėrdi • yoldaşları içỉn duʿâ ėtdikden soŋra ve Eyyûbüŋ her nesi ki var idi ise iki kat artırdı

11
ve cümle karındaşları hem cümle kızkarındaşları ve evvelden ȯnủ bilen cümlesi cemʿ olup ȯnuŋ ile evinde yediler ve ȯŋa taʿziye ve Allah Teʿâlâ ȯŋa getỉrdiḡi cümle belâ içỉn eylediler hem herkes ȯŋa bir ve bir altᵼn vėrdiler

12
ve dahi Allah Teʿâlâ Eyyûbüŋ soŋ hâline evvelkiden ziyâde bereket vėrdi şöyle ki on dört biŋ koyunu ve altı biŋ devesi ve biŋ cift öküz hem biŋ sıpaları var idi

13
ve ȯŋa yedi oğul hem üç kız oldu

14
kızlarıŋ birisine Yemima ve ikincisine Kezuʿa ve üçüncűsune Keren-Hafuk diyẻ adını kodu

15
ve bütün vilâyetde Eyyûbüŋ kızları gibi güzel ʿavratlar bulunmadı hem babası onlara karındaşlarınıŋ arasında mîrâs vėrdi

16
bundan soŋra Eyyûb yüz kırk yıl yaşayıp oğullarını ve oğullarınıŋ oğullarını gördü dört kuşağa dek

17
ȯndan Eyyûb koca ve olup vefât eyledi ¤
  (Eyyûb tamâm oldu)
  ( + )